UNUTULMAYA YÜZ TUTAN KAVRAM
‘’AHLAK’’
Bu günkü yazımı ‘’AHLAK’’ olgusunu biraz olsun anlatabilmek için kaleme alıyorum.İnsanoğlu sosyal hayata geçtiği dönemlerden bu güne kadar devamlı ahlak üzerine konuşur yazar çizer.Bir konu hakkında bu kadar konuşulması,yazılması,tartışılması çok ilginç gelmiyormu size.Şahsen bana çok ilginç geliyor. Neden ?
Şimdi ahlakın tanımlanmasına bir göz atalım.
Ahlak insanlararası ilişkilerde uyulması beklenilen kuralları ve yapılması gereken görevleri belirtir. Bu bakımdan en başta bir ahlak türü olarak “birey ahlakı”ndan sözetmek gerekir. Birey ahlakında toplum üyelerinden beklenilen iyi davranış kalıpları ve toplum içerisinde uyulması beklenilen kurallar önem taşır. Doğru sözlülük ve dürüstlük, samimiyet, adil olmak, sabır ve sükunet sahibi olmak, alçak gönüllü olmak, fesat olmamak, kötü alışkanlık sahibi olmamak ve daha bir çok karakter birey ahlakını ortaya koyan değer yargılarıdır.
Bireylerin toplum içindeki davranışlarını ve birbiriyle ilişkilerini düzenlemek maksadıyla başvurulan kaidelerin bütünüdür.İnsanlar arası sosyal sorumluluğu ele alan, iyi ve güzel davranışların sosyal hayata yansıması için idealist yönlendirmeleri gerekli gören, sosyal adalet, kardeşlik, insanlık, iyilik gibi değerlerin-ilkelerin gözetilmesini ve onun icaplarının yerine getirilmesini savunan, insana yaraşan iyiliğin ve güzelliğin bizzat onun eliyle gerçekleşmesini isteyen, ahlâkı genellikle sosyal ve normatif yüzü ile değerlendiren, ahlâkın bütün derinliği ile sosyal hayatta ve sosyal siyasette hâkim olmasını hedefleyen, konusu ve sonuçları bakımından geniş ölçüde sosyal bir disiplindir.
Genelde tüm ahlak tanımlarını böyle yapmıştır, bu işlelerle ilgilenen üstatlar yada felsefeciler.Ahlak çok ama çok geniş yelpazesi olan bir deyimdir.Çok uzun araştırmalara tabi olmuş bir kavramdır.Birey ahlakından tutun,toplumun her kesimini içine alan bölümleri vardır.(iş ahlakı,sosyal ahlak,aile ahlakı gibi.)Kısacası her işin ahlakı vardır..
İngliz bir felsefeci olan Thomas Hobbes İnsan doğasında ahlakİ davranışları inceleme aşamasında, şu üç oluşuma dem vurmuştur.Rekabet,güvensizlik, ve şöhret.Bu üç olgunun insanları sürekli kavgaya sürükleyen nedenler olduğunu iddia eder.Ne kadar katılırsınız bilmiyorum ama,ben şahsen katılıyorum.Rekabetin,baş edilemez hale geldiğinde ortaya bir sürü a normal davranış çıkar.Güvensizlik zaten başlı başına bir sorundur.Şöhret en tehlikelisidir.
Ülkemizde son zamanlarda yaşanan olayları gözümüzün önüne getirme gereği duymuyorum.Daha önceki yazımda belirtmiştim,bu tip ahlaksızları yazarak sıradanlaşmasını istemiyorum.
Biz aklı başında bireyler olarak yaşadığımız toplum içerisinde,örnek kişiliklerimizi ön plana çıkararak gerek toplumsal ahlakı gerekse bireysel ahlakı,bizden sonra gelen nesile iletmek zorundayız.Toplumda belirli mevki ve görevlerde yer alan,istisnasız her birey ahlaki davranmak zorundadır.Çünkü o kişiler toplumlara yön verir,yaşadığı toplum içerisinde rol modeldir örnek alınır.
Ahlaktan bahsedipte üstan hz.Mevlanadan bir söz yazmamak ayıp olur..
‘’İNSANLAR KIYAFETLERİ İLE KARŞILANIR İLMİYLE AĞIRLANIR AHLAKIYLA UĞURLANIR..’’
Hz.MEVLANA
SEVGİYLE KALIN
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir