NERESİNDEYİZ..?
Bu günkü yazımda biraz değişiklik yaparak size bir hikayeyi anlatacağım Bu hikayeyi nerden not aldığımı hatırlamıyorum.Ve yazımın sonunda ,kendime sorduğum soruyu size de soracağım..
Bir gezginin yolu günün birinde bir bahçeye düşer. O bahçede sadece gül yetiştirilmektedir.Birbirinden narin ve zarif güller. O güller kadar zarif ve latif bir hatun kapı önünde durmaktadır.. GEZGİN hatuna hayranlık ve saygı ile yaklaşıp kendisini takdim eder. Ve hatundan adını bağışlamasını ister. HATUN: bana SEVGİ derler. GEZGİN: Sevgi hatun burada yalnız mı oturuyorsunuz? SEVGİ: hayır eşimle beraber oturuyoruz. Ona İLİM derler.Şu anda bahçede çalışıyor. Bıkmaz yorulmaz bir kişidir. GEZGİN: Bahçeyi dolaşmama izin var mı? SEVGİ: Hay hay...Lütfen ayakkabılarınızı çıkarında SAYGI dediğimiz şu mestleri giyin. Onlar öylece konuşurken İLİM çıkagelir. Bahçeyi birlikte dolaşmaya başlarlar. SEVGİ önde İLİM ve GEZGİN arkada yürümeye başlarlar. Her gülün bir adı vardır. MUTLULUK, HOŞGÖRÜ, SABIR, KANAAT, ADALET, İRADE,ŞEFKAT, MERHAMET, AKIL, HİKMET, KUDRET, SAMİMİYET, TEVAZU, FAZİLET ,bu kadar çeşitte ve bu kadar yoğunlukta güzellik bu kadar bakım ve özen, böylesine bir düzen karşısında heyecanlanan ve hayrete düşen gezgin, bahçıvan İLİM efendiye sorar. GEZGİN: Siz hangi gülün hangi isimde olduğunu bazen karıştırıyormuşsunuz? İLİM: Bazen şaşırdığım oluyorsa da SEVGİ hemen yardımıma koşuyor bana doğru ismi hatırlatıyor. GEZGİN: Gülleri yetiştirdiğiniz bu toprağın bir özelliği var mı? İLİM: Özelliği olup olmadığını bilmiyorum.Bu toprağı bize VEFA adında bir dostumuz getirir. VEFA dostumuzun dediğine göre, MERHAMETLİ bir insan görünce, ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde onu MERHAMET gülünün altına serpiveririz veya ŞEFKATLİ bir insan görünce ondan oluşan toprağı bize getirir, bizde o toprağı ŞEFKAT gülünün altına sereriz ve bu böyle devam edip gider. GEZGİN: Güller arasında aşı yapılıyor mu? İLİM: Elbette HAYAL gülüne GERÇEK i aşıladık; ÜMİT gülü oluştu.HİKMET gülüne AKIL 'ı aşıladık; İRADE gülü oluştu. Bu aşıları sürekli yapmak zorundayız. Örneğin; o muhteşem ADALET gülüne KUDRET gülünü aşılamazsak, ADALET hemen sararıp soluyor. Aciz kalıyor. KUDRET gülüne ADALET'i aşılamazsak KUDRET gülünün toprağında ZULÜM böcekleri üreyiveriyor. GEZGİN: Bu aşıları siz mi yapıyorsunuz? İLİM: Çelikleri ben hazırlıyorum ama aşıyı koyup kovuşturan eşim SEVGİ dir. O ilham kalemini eline alır, aşılanacak varlığın AKIL perdesini yumuşak yumuşak aralar, böylece o varlığın gönlüne ulaşır,oraya aşı çeliğini bir güzel yerleştirir. Sonra da oluşan bütün kader sicimi ile tatlı tatlı sarar. Bütün bu isleri bu aşamaları her seferinde ayni dolgun zevk ve heyecan içinde seyrederim.
GEZGİN:tercih ettiğiniz güller var mı? İLİM: Aslında yok. Fakat eşim SEVGİ, HOŞGÖRÜ için 'o benim beş duyumdur.' der. SAMİMİYET için, 'o benim AHLAKIMDIR' der. TEVAZU için, 'o benim EDEBİM dir' der, ama ÜMİT'e fazlaca düşkün galiba... Zira ÜMİT için 'o benim kanımdır' der durur... Artık gitme zamanı gelmiştir.
Bir kaç gün sonra gezgin bir kasabaya varmıştır. Bir kahvehaneye girer. Burası oldukça tenha bir yerdir. Kuytu bir köşede bir kişinin oturduğunu görür. Gezginimiz bu zata yaklaşarak, yanına oturur, kendisini takdim eder, adını bağışlamasını ister.... ADEM: Bana ADEM derler. Gezginimiz başından geçenleri,gül bahçesini, iki soylu bahçıvanı, konuşmaları ADEM’e anlatır.
ADEM : GEZGİN efendi o bahçeye İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİ derler diyerek noktayı koyar..
Şimdi kendimce soruyorum.
BİZ , İNSANLIĞIN KEMAL BAHÇESİNİN NERESİNDEYİZ..…?
SAYGI VE SEVGİYLE KALIN
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir