NEDEN VE NASIL BİR ELEŞTİRİ
Kuşku ve eleştiri, bilimsel düşüncenin, sosyal ve ekonomik gelişmenin adımlarının başında gelir. Eleştirel düşünce, fikir ve öneri zenginliğinin ta kendisidir.. Değişime uyum da ancak mevcut sisteme yönelen eleştirilerle kolaylaşır. Tüm modern cihaz ve araçların çalışmasında önemli bir rolü olan geri bildirim (feedback) mekanizmasının toplumsal ilişkilerdeki karşılığı "eleştiri"dir. Fakat eleştiri yapmanın da bir yolu yöntemi olmalıdır.Bu günkü yazımda değişik kaynaklardan yararlanarak elimden geldiğince bu konulara değineceğim.Zira son zamanlarda kimin neyi,niçin eleştirdiği anlaşılmaz boyutlara ulaştığını görmekteyiz.
Eleştiri yapılan konu hakkında etraflıca araştırma yapılmadan ve bilgi sahibi olmadan yapılan eleştiriler duygusallıktan ileri gidemez.Yapılan hatalar karşısında kişiliklerin değil,tutum ve davranışların eleştirilmesi,kin ve düşmanlığa sebebiyet vermez.yanlış görülen tutumların eleştirilmesi doğru yöntemin bulunmasına katkı sağlar.Karşı fikirleri kulak ardı ederek veya dinlemeyerek ön yargı ile yapılacak eleştiriler, sorunları daha fazla çoğaltacaktır.Fikir alış verişlerinde diyalog vazgeçilmezdir.Mesela, kendi çocuğumuza getireceğimiz eleştiriler adam etmek için tek taraflı oluyorsa genelde geri teper.Çünkü ideal birey ve toplum anlayışı diyalog olmadan zorla kabul ettirilemez.Eleştiri yapacaksak ilk olarak kendimizi eleştirerek yola çıkmamız gerekir.Yani öz eleştiri…
Hatalarımızın ve eksiklerimizin farkına vardığımızda diğer görüş beyan eden kişilere daha anlayışlı davranacağımız muhakkaktır.Kendi doğrularında ısrar ederek ,eleştiri yapan kişilerin kırıcı ve yıkıcı olacağı da muhakkaktır. Eleştiride tarafsız olmamız gerekir. Bazıları karşı tarafın hatalarını insafsızca eleştirirken, kendi yandaşlarının yanlışlarına göz yumar. Taraflı eleştiriler, yolsuzlukları arttırır, şiddet eğilimini besler. Çifte standart, hırsızlıkların ve terörün yeniden üretilmesine yol açar. "Bizimkiler" ve "onlar" ayırımını yaptığımız sürece yolsuzluk ve şiddet toplumun her kesimine yayılır. Eleştirilerde dikkat etmemiz gereken bir konuda , eleştiri yapan kişiden alternatif bir düşünce bekleme yanlışlığıdır..Çünkü yanlış olduğunu düşünülen bir konu hakkında o an için bir fikri olamayabilir.Sürekli olmaz diyerek muhalefet eden kişinin de çözüm noktasında fikir üretmek zorunluluğu vardır.
Kritik durumlar karşısında popülist eleştirilerden kaçınmak gerekir. Halk kitleleri, sıkıntılı günlerde ve kriz dönemlerinde haklı olarak öfkelenir ve bazen şiddetli tepkiler gösterir. Bu öfke ve tepkinin sorunların kısa sürede çözümünü sağlayacak bir enerjiye dönüştürülmesi görevi ise politikacılara, sivil toplum kuruluşu yöneticilerine ve medya mensuplarına düşer. Bu kesimler, kapanmaya yüz tutan yaraları kaşıdığında, öfkeleri okşadığında ve tepkileri kendi kısa vadeli çıkarları için kullandığında ise dönüşü olmayan bir yola girilmiş olur.
Eleştiri, toplumsal işlevini ancak demokrasinin derinleştiği ve insan haklarının yaygınlaştığı bir ortamda yapabilir. Eleştirel düşünce, yasak,ayıp,günah çerçevesi içinde yapılıyorsa başarılı olma şansı yoktur. Eleştiriler, kişilere sınırlı olan bilgi ve becerilerini artırma ve zenginleştirme imkanı sağlar.Bu yönüyle bakarsak eleştirinin aynı zamanda bir eğitim olduğunu da görebiliriz.Eleştirilere kulak verdiğimiz sürece düşünce boyutlarımızın değiştiğini,derinlik ve değişik bir boyut kazandığını görmemiz uzun sürmeyecektir.
Daima doğruyu bulmaya çalışmak amaçlı kuşkularımız,eleştirilerimiz muhakkak olmalıdır.Birbirimizi kırmadan,darılmadan ve darıltmadan..
Sevgi ve saygılarımla.
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir