KIRMIZI KART
Futbolun nerede ve nasıl icat edildiği tam olarak bilinmemekle beraber, eski tarihi uygarlıklardan Çinliler, Romalılar, Mısırlılar, Yunanlılar ve Mayalarda bu kültürlerin bir parçası olan ayakla vurulan bir oyun oynadıklarından bahsedilmektedir. İlk futbol oyun kuralları, 1863 yılında Londra Futbol Birliği tarafından geliştirilmiştir. Türkiye'de ilk futbol ligi 1903 yılında İmojen, Moda, Kadıköy ve Elpis takımlarının iştirak etmesiyle Fenerbahçe stadının bulunduğu papazın çayırında yapılmıştır. Ülkemiz sporu ve futbolunun kalkınması ve örgütlenmesi Cumhuriyet döneminde başlamıştır. 1922 yılında toplanan İstanbul kulüp temsilcileri Türkiye idman Cemiyetleri İttifakını (TİCİ) kurmuşlar ve futbol encümeni adı altında futbol federasyonunu teşkil ederek, FIFA'ya üye olmak için harekete geçmişlerdir. 21 Mayıs 1923'de Cenevre'de yapılan FIFA toplantısında Türkiye asil üyeliğe kabul edilmiştir. Şu anda, Futbol Federasyonu özerk bir kurum olarak futbol faaliyetlerini sürdürmektedir.
Gelelim kart meselesine,
Hakemlerin herhangi bir dilden bağımsız, renkli kartlar kullanarak kararlarını iletmesi fikri, ilk olarak Britanyalı futbol hakemi KenAston tarafından ortaya atıldı. İlk kez Meksika’daki 1970 FIFA Dünya Kupası'nda, ihtar için sarı ve oyundan atılma için kırmızı kartlar kullanıldı. Eğer bir oyuncu aşağıdaki 7 ihlalden birini yaparsa, kırmızı kart gösterilerek oyundan ihraç edilir, ciddi faullü oyundan suçlu ise, şiddetli hareketten suçlu ise, rakibe veya bir başkasına tükürürse, topa bilerek elle oynayıp rakip takımın bariz golünü veya gol atma şansını önlerse (kendi ceza alanındaki kaleci hariç),kaleye doğru ilerleyen rakibin bariz gol atma şansını serbest vuruş veya penaltı vuruşu gerektiren bir ihlal ile önlerse, saldırgan, hakaret edici veya küfürlü bir şekilde konuşursa veya baş ve el-kol hareketleri yaparsa, aynı maçta ikinci kez sarı kart görürse .
Buraya kadar yazdıklarım futbol ile ilgilenen hemen hemen herkesin bildikleridir.(Yukarıda açıkladığım tarihlerden bu güne, ne kadar ilerledik acaba ?) Geçen haftalarda ligimizde oynan bir müsabakada bir oyuncunun hakem arkadaşımızın elinden kırmızı kartı alarak hakeme kırmızı kart göstermesi gündem olmuştur. Bu yaşımda, pek beceremesem de futbol oynamaya çalışan biri olarak, saha içerisinde mücadele eden futbolcu arkadaşların ne kadar gayret sarf ettiklerini biliyorum. Tabiki hakem arkadaşlarda bir okadar gayret sarf ediyor. O psikolojiyle saha içinde futbolcuların yapabileceği hiçbir harekete kızmam, sadece sakatlamak amaçlı kasti fauller hariç. Bir müsabakada hakemler ciddi hatalar yapabilir, kötü bir maç yönetebilir, futbulcu iyi oynamayabilir, bariz hatalar yaparak takımının yenilmesine sebebiyet verebilir, oyunun içinde bunlar vardır. Genç oyuncu arkadaşın hakeme karşı yaptığı bu harekete kızmıyorum, dedim ya oyun içinde olur bunlar. İtirazım sonrasına. Tüm spor programlarında gündem yaratan bu olay, bazı spor yorumcusu eski hakem abilerimiz tarafından öyle bir hale getirildi ki, sorma gitsin. Sanki onların zamanında yönettikleri maçlarda hiç hata olmuyordu, onlar hiç hata yapmıyordu. Hepsinin bariz hatalar yaptıklarını dün gibi hatırlıyorum. O zamanlar onları bu kadar acımasızca eleştirenleri hatırlamıyorum. Çalıştıkları TV programının reytingini artırmak için bu kadar acımasız eleştiri yapılmasına karşıyım. Biz, seyircilerin hep bir ağızdan hakemlere nasıl tezahürat yaptıklarını unutmadık, bence en büyük eleştiri buydu hakemlere. Şimdi bir hakem hatasından tüm kurumu suçlamalar, TFF ye acımasız eleştiriler, tezgâhlar, kumpaslar, özel hayatlar her şey karıştırılıyor. O genç hakem arkadaşımızın hakemlik hayatını bitirmeniz hataları bitirecek mi?( Benim merak ettiğim bir konu da, hakem camiasının bu arkadaşa ne kadar sahip çıkacağıdır.) Kırmızı kartı hakeme gösteren Salih kardeşimiz genç bir oyuncu. Türk futboluna uzun yıllar hizmet edecek bir kardeşimiz. Hırsına kapılarak bir hata yapmıştır, ama hatadır. Sevgili hakem emeklileri yapmayın, siz bu hatayı yapmakta haklıdır yorumları yaparak bu futbolcularımızı gaza getirmeyin.Orada bir otorite vardır, arkasında bir merkez hakem kurulu vardır ve hepsinin başında TFF vardır. Şimdi siz bu yorumlarınızla, Türk futboluna hizmet ettiğinizi mi sanıyorsunuz? Bu kurumların hepsini bir kalemde yok sayıyor ve Türk futboluna büyük zararlar veriyorsunuz. Tüm fanatizmi siz körüklüyorsunuz.
Son söz olarak, şike sürecinde uydurma tapeleri günlerce tartışarak Türk futbolunu bitirme noktasına getirdiğinizi unutmadık. Şahsi nefretlerinizi TV kanallarından kustuğunuzu da unutmadık. Yoksa siz Türk futbolunun paralelleri misiniz?
Ama gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Sonra bazıları gibi memleketi terk etmek zorunda kalırsınız…
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir