BİLGİ,BİLGİ,BİLGİ
İnsanoğlunun öğrenme isteği doğduğu günden itibaren başlar.Çünkü öğrenebiliğimiz kadarıyla yaşamımızı idame ettirmek zorunluluğumuz vardır.Bir bebek annesinden süt emmesini öğrenir ilk olarak,sonra yaşamak için beslenme gereksinimini kavrar,karnı acıktığında bir şekilde belli eder.Diğer yaşamsal faktörleri ise zamanla öğrenmeye devam eder.İlk öğretim,lise,yüksek okul vs. Öğrenme hep devam eder.Tabi ki öğrenme okulla sınırlı değildir.Hayatın içinde var olduğunuz sürece öğrenme isteğimiz devam etmek zorundadır.Gerek usta- çırak ilişkisi gerek baba- oğul ilişkileri,sosyal iletişimler hayata dair her şeyi öğrenebilmek açısından çok önemli unsurlardır. John Kenneth Galbraith bir kitabın da, ‘’Endüstri toplumuna hız kazandıran şey paradır,fakat bilgi toplumunu hızlandıran ve güce ulaştıran bilgidir, şimdi bilgi sahibi olanlar ve olmayanlar şeklinde yeni bir sınıfsal bölünme ortaya çıktı. Bu yeni sınıf, gücünü paradan ya da sahip olunan topraklardan değil, sadece bilgiden alıyor.’’ der.
Hangi konu olursa olsun öğrenme isteği süreklilik arz etmek zorundadır.Günümüzde yapılan en vahim hatalardan birisi de ,bir konu hakkında bir iki kitap okuduğumuzda ,her şeyi öğrendiğimizi zannetmektir.İnsanoğlu kaç yaşında olursa olsun,hangi mevki ve makamda olursa olsun’’ ben her şeyi bilirim’’ havasına kapılıp öğrenmeyi bıraktığında,aslında yaşamı bıraktığının farkına bile varamaz.Çünkü bilgi süreklilik arz eder ve devamlı yenilenir.Bunun ön güzel örneği sağlık alanında görülebilir.Geçmişteki ilk yardım bilgilerinizi bir kontrol edin,birde şimdiki ilk yardım bilgilerine bakın.Aynı örnek hayatın her aşamasında ki bilgilerimiz içinde geçerlidir.Çünkü bilgi bitmez.Hayat devam ettiği sürece bilgi akışı devam edecektir.Devam eden bilgi akışından üstümüze düşeni almanız sizin elinizde.. Bu bağlamda aklıma gelen bir hikayeyi paylaşmak istiyorum.Hikayemiz şöyle..
Bir delikanlı güreş sporunu öğrenmek ister.Bunun için sorar soruşturur ve çok tanınmış bir güreş şampiyonuna gider.Yıllarca büyük bir istekle ve hayran olunacak şekilde çalışır. Bir gün ustasına sorar:“Bana öğreteceğin başka bir şey kaldı mı?” Ustasından “Bugün öğretebileceğim her şeyi öğrendin.” Cevabını alır..Bu sözler genç güreşçiyi çok gururlandırır ve hocasının yanından ayrılıp kendi yoluna gider.Ülkeyi dolaşmaya başlar.Bir iki galibiyetten sonra, her yerde en iyi güreşçinin kendisi olduğunu iddia eder. Hatta, herkesi yenebileceğini söylemeye başlamıştır. Günler, aylar,yıllar, birbirini kovalar ve sonunda ustasıyla karşılaşır. Binlerce insan ikisinin arasındaki maçı seyretmeye gelmiştir. Uzun ve eşit düzeyde giden bir güreş sonunda, usta öğrencisini şaşırtıcı bir oyunla yener. Delikanlının nefesi kesilmiştir.“Garip, bana bildiğin her şeyi öğretmiştin. Beni nasıl bilmediğim bir oyunla yendin?” diye ustasına sormadan edemez. Ustası cevabı yapıştırır;“Genç dostum, doğru, sana o gün için bildiğim, ustalığımın sonucu olan her şeyi öğretmiştim, fakat takdir edersin ki sen benden ayrıldıktan sonra da ben, çalışmaya ve öğrenmeye devam ettim.”Genç dostumuz hatasını geçte olsa anlamıştır. .( Kendisinin en iyi olduğunu iddia eden bir güreşçinin binlerce kişinin önünde hem de kendinden yaşlı bir güreşçiye mağlup olması psikolojisini bir düşünelim.)
İşte değerli okuyucu kardeşlerim ben kendimce bu hikayeden iki ders çıkarıyorum.Birincisi,hangi konuda olursa olsun bilgilerin devamlı yenilenmesi gerekliliği,ikincisi ise bildiğini iddia ettiğiniz şeylerin ,her ne olursa olsun güncellenmemesi ve yenilenmemesi durumun da, ne zaman tezahür edeceğinin ön görülemez olduğu. Şimdi son zamanlarda gerek televizyonlarda,gerekse sosyal iletişim kanallarında bazı konuları çok bildiğini iddia eden kişilerin,değişen bilgi akışları karşısında ne durumlara düştüğünü hep beraber görüyoruz.. Francis Bacon, bilgiyi, başka kimseler üzerinde üstünlük sağlama, kar ve şöhret veya bunun gibi aşağılık şeyler için değil, yaşamda ondan yararlanmak ve kullanmak için aramamız gerekliğini yazar.Bildiklerimiz değil, doğru zannettiklerimiz başımızı belaya sokar. Sözünü boşuna söylememiştir Abraham Lincoln.
Bilmem anlatabildim mi..? Saygı ve sevgilerimle...
Şapkalı Adam
Yorum Yazın :Misafir