KURU ÜZÜMÜN HİKAYESİ...
Değerli okuyucu kardeşlerim ,bu yazımda ilimizde en çok üretimi yapılan üzüm meyvesinden bahsetmek istiyorum. Bu ürüne duyarsız kalmak olmaz. Sizlere rakamlar vererek kafanızı karıştırmadan sadece nasıl emek harcayarak üretildiğini yazacağım ve en sonunda da sorularımı soracağım..Ben emeğin en yüce değer olduğuna inananlardanım.
Aralık,Ocak aylarında başlar emek. Budak makasını ve testeresini alır eline üzüm emekçisi. Çoğumuzun dışarıya çıkamadığı o soğuk havalarda gider bağına. Zaten günler kısadır, ha babam de babam sallar makası bir an önce bitirmek zorundadır çünkü. Bazen yetiştirir bazen geç kalır. Mart ayına kadar bitirmelidir budak işini. Sonra geçen yıldan zarar gören bağ direklerini düzeltecek belki de eskiyen tellerini değiştirecek. Artık zaman git gide daralır ,bir an önce çubukları usülüne uygun sarmalıdır tellere, bağlaması da gerekir her bir çubuğu tellere. Tam bitirdim derken gübresi atılır o arada, tabi kesilen çubuklarında toplanması işi de var. Bir türlü bitmez iş. Bordo bulamacı çoktan hazırdır, atılmayı bekler. Derken vakit gelmiştir yavaş yavaş. Tam uyanacakken bitki, hemen pusuda bekler maymuncuk. İşte buradan başlıyor zirai mücadele. Bağlar uyanmaya başlamıştır artık ama iş bitmez. Asmaların dibi yapılacaktır. Eksikleri tamamlamak için bırakılan çubuklar vardır, daldırma derler adına derhal gömülmelidir toprağa. Daldırma deyip geçmeyin hiç bitmez iş, bağlaması, sıyrılması, tefeklerinin temizlenmesi başlı başına bir iştir. Bu arada korku da vardır hava şartlarından. Hemen koşulur bayağı güzel fiyatlara sigorta yaptırılır.Artık başlamıştır yarış.İlaçlamalar,çapalamalar,gübrelemeler,sulamalar hiç bitmez. Bir de kafanıza göre atamassınız her ilacı.Muhakkak ziraat mühendisleri kontrolünde olacak ilaçlama.Kalıntı değerleri önemlidir çünkü.Artık ele gelmeğe başlamıştır salkımlar.Ağustos ayının girmesiyle tatlanmaya başlamıştır artık tanecikler.(yöresel olarak değişebilir)Ağustos ayının ortalarından sonra vakit tamamdır artık.Kurutulacak üzümler kesilmeğe başlanır.Kesmek deyip geçmiyelim,en az yirmi kişilik iş gücü gerekir.Kesilen üzüm bandırılacaktır.Potas,yağ hemen hazırlanır bandırma kazanları,sepetler,römorklar başlı başına bir telaş.Son yıllarda makineleşme başlamış olmasına rahmen büyük sorundur bağ hasadı.Eylül ayanın ortalarına kadar sürer hasat.Artık sergide kuruyan üzümler toparlanır,sepetlere alınır ve makinalarda elenerek çöplerinden arındırılır,ihtiyacı kadar tüccara satılır gerisi çuvallara doldurularak depolanır diyecektim ama,o eskidendi, artık tüccarın kucağına dökülür,yani açığa..(Bu konu ziraat odası başkanlıkları tarafından sürekli gündemde tutulmasına rahmen önüne geçilememektedir.)Her neyse, üzümler kurumuş savrulmuş depoya girmiştir.Artık takım taklavat toplanır,temizlenir ve bir dahaki seneye kullanılmak üzere depolara kaldırılır.İşte kuru üzümün macerası. Aralık,ocak,şubat,mart,nisan,mayıs,haziran,temmuz,ağustos,eylül ve ekimin bir kısmı.Yani yaklaşık olarak üçyüz günlük bir emek.(Birde havaların yağışlı olduğu yıllar vardır )Kesim sonrası bağlara yapılan bakımları yazmadım…
Şimdi sorulara geçelim..
1.Bu kadar katma değer üreten bir ürün,bu kadar emek harcanan bir ürün acaba değerinde satılabiliyormu.?
2.Mazot,gübre,işçilik maliyetleri,su, ekipmanlar,ilaçlama maliyetleri her yıl ne kadar artıyor.?
3. Üzümün alım fiyatını kim yada kimler belirliyor.?
4. Tariş piyasaya ne kadar hakim.?
5.Devlet üzüm üreticisine ne kadar destek veriyor.?
6.Tüccarın alım fiyatlarını denetleyen bir devlet kurumu varmı.?
7.Kuru üzümün ihracat fiyatı ne kadar..?
8.Dış ülkelerden üzüm ithal ediyormuyuz.Eğer ediyorsak hangi ülkelerden,ne kadar maliyetle ve hangi kalitede..?
Bu sorular uzatılabilir..Bu sorularıma cevap verecek bir yetkili olursa,cevapları bu köşeden sizinle paylaşacağım.
Değerli üretici kardeşlerime kolaylıklar diliyorum.Bereketli,bol kazançlı bir yıl olaması dileklerimle.Emeklerinize sağlık..
Saygı ve sevgilerimle.
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir