CEMAZİYÜLEVVEL
Merhabalar diyerek başlayalım yazımıza. Bu gün dillimize geçmiş bir deyimden bahsetmek istiyorum dilim döndükçe. Konuşmalarımızda zaman zaman kullandığımız “Biz onun cemaziyülevvelini biliriz” sözü, bir kişinin geçmişiyle ilgili olumsuzluklarını anlatmak anlamını içerir. Biraz tanımlayalım. “cemaziyülevvel”, hicri takvimdeki aylardan beşincisinin adıdır. Onu izleyen aya da “cemaziyülahır” adı verilmiştir. “Cemaziyülevvel” ve “Cemaziyülahır” aylarını, halk arasında “üç aylar” olarak bilinen recep, şaban ve ramazan ayları izler .“Cemaziyülevvelini bilirim” sözünün öyküsü ise şöyledir:
Osmanlı’da arşivciliğe büyük önem verilir ve devlete ait her belge titizlikle saklanırdı. Şimdiki gibi dosyalama düzeninin olmadığı o dönemde devlet dairelerinde bu iş için çuvallar kullanır ve her aya ait biriken belgeler bir torbaya doldurarak korunurdu. Arşive kaldırılan belgelerin birbirine karışmamasının ve arandığı zaman kolay bulunabilmesinin sağlanması için torbaların üzerine iri yazı ile ait olduğu ayın adı yazılır, bundan sonra torbalar mahzene indirilip, orada sıraya konulurdu. Yıllardan birinde “cemaziyülevvel” ayına ait belgelerin bir sandığa konulup, sandığın kapağı mühürlenerek belgelerin başka bir yere götürülmesi gerekmişti. Arşivde görevli dar gelirli bir memur, istenilen belgeyi sandığa boşalttıktan sonra boş torbayı alıp evine götürmüş. Bir süre sonra da yoksulluk nedeniyle bu torbadan kendine bir iç çamaşırı diktirmiş, onu giymeye başlamış. Torbanın üzerindeki saf bezir işi mürekkep, çamaşırın birkaç kez yıkanmasına karşın çıkmamış ve torbanın üzerindeki “cemaziyülevvel” yazısı, iç çamaşırın arka bölümünde olduğu gibi kalmış .Bir gün işyerindeki öteki memur arkadaşları, onun iç çamaşırının arka bölümündeki bu “cemaziyülevvel” yazısını görmüşler ve kendi aralarında gülüşmeye başlamışlar. Bu dar gelirli memur, ilerideki yıllarda daha yüksek okullarda okumuş ve işinde daha yüksek makamlara yükselmiş. Artık kadife astarlı samur kürkler, mücevher işlemeli kaftanlar giyer olmuş. Eski arkadaşları kendisine gıptayla bakmaya ve hatta onu zaman zaman da kıskanmaya başlamışlar .Bir gün onun başarılarından söz edilirken, onu kıskanan eski arkadaşlarından biri hemen söze karışmış ve “Siz onun bugünkü durumuna bakmayın” demiş. “Biz onun cemaziyülevvelini biliriz. ”Cemaziyülevvelini bilmek” sözü o günden sonra, herhangi bir kişinin geçmişteki bir kusurunun unutulmadığını “üstü kapalı bir biçimde” anlatmak için kullanılmaya başlanmıştır.
Şimdi durduk yerde nereden çıktı bu deyimi yazmak dediğinizi duyar gibiyim .Bende anlamadım ama, son günlerde memleketimde yaşanan bazı olayları düşünürken birden aklıma geldi. Neyse fazla uzatmayalım anlayan anladığı kadar.
Sevgi ve saygılarımla.
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir