PATATES, KAHVE, YUMURTA
Hayatımızın değişik dönemlerinde hepimizin çözmesi gereken problemleri,sorunları muhakkak olmuştur.Hayat mücadelesi budur zaten.Son zamanlarda gençlerimizle yapmış olduğumuz sohbetlerde dikkatimi çeken bazı davranışlar oldu.. Bazı gençlerimizin yaşadığı olaylar neticesinde çok değişik karakterlere büründüğünü,olmaması gereken davranış bozuklukları sergilediklerini,süre gelen sorunların altından kalkamayınca kişiliklerinin olumsuz yönde etkilendiği izlenimine kapıldım.Tabi ki genele yaymamız uygun olmaz.Maalesef hayat bazen adil davranmıyor bizlere.Yaşamımızın her döneminde mücadele etmemiz gereken bir çok sorunumuz oluyor.Bazılarını çözer çözmez diğerleri kapımıza dayanıyor.Yaşadığımız sürece de bu böyle devam edecek gibi görünüyor.Önemli olan bu sorunların varlığı değil,bizim sorunlara karşı verdiğimiz tepki ve sonuçlarından edindiğimiz tecrübelerdir diye düşünüyorum..Şimdi bu tür sorunların üstesinden gelmekte zorlanan kardeşlerime bir hikayeyle cevap vermeye çalışacağım..
Hikayemiz şöyle,
Bir babanın, her şeyden sürekli şikayet eden, her gün hayatinin ne kadar berbat olduğundan yakınan bir evladı vardır. Hayat, ona göre, çok kötüdür ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştur.Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkmaktadır karşısına. Bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan baba evladına bir hayat dersi vermeye niyetlenir.. Bir gün onu mutfağa götürür.Üç ayrı cezveyi suyla doldurmuş ve ateşin üzerine koymuştur.Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, Bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koymuştur.Daha sonra çocuğuna tek kelime etmeden, beklemeye başlamıştır.Çocuk ,hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyretmekte ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi merakla beklemektedir.Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başlamıştır.Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermemektedir.Yirmi dakika sonra, adam cezvelerin altındaki ateşi kapatmıştır.Birinci cezveden patatesi çıkarır ve bir tabağa koyar.İkincisinden yumurtayı başka bir tabağa çıkarır.Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşaltır.Çocuğuna dönerek sorar,"Ne görüyorsun ?"diye sorar.Çocuk "Patates, yumurta ve kahve" diye alaylı bir cevap verir babasına."Daha yakından bakmasını ister , "patatese dokun."çocuk denileni yapar ve patatesin yumuşamış olduğunu görür,"Ayni şekilde, yumurtayı da incele", diye söylenir babası, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını görmüştür delikanlı.En sonunda, kahveden bir yudum almasını söyler babası,kahveden bir yudum alan çocuğun yüzüne, kahvenin nefis tadıyla bir gülümseme yayılmıştır.Ama yine de bütün bunlardan bir şey anlamamıştır "Bütün bunlar ne anlama geliyor baba? diye sormaktan alı koyamaz kendini.Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de ayni sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun içinde kaldıklarını anlattır.Ama her biri bu sıkıntı karşısında farklı tepkiler vermişlerdir.Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştür.Yumurta ise çok kırılgandı, dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kaynar suda kalınca, sertleşmiş katılaşmıştı.Ancak kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı. "Sen hangisisin" diye sordu çocuğuna."Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?" "Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? " yada "Yumurta gibi, kalbini mi katılaştıracaksın? " "Yoksa, Kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin’’ .Çocuk gerekli dersi almıştır.
Şimdi ben soruyorum.
Acaba biz bu hikayedekiler den hangisiyiz ? Patates mi ? Yumurta mı ? Yoksa Kahve çekirdeğimi.?
Yada, siz hangisisiniz…?
Saygı ve sevgilerimle.
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir