SEVGİ ÜZERİNE
Sevgi, sözlüklerde "İnsanı bir şeye ya da bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu" olarak tanımlanırsa da, bu tanımın yetersiz ve yüzeysel olduğunu söyleyen birçok kişi, sevginin tam anlamıyla tanımlanamayacağını bilir.Şahsen bende aynı fikirdeyim.Sözcüklerin dahi tanımını açıklamakta zorlandığı bu duyguyu en güzel yaşayarak öğrenmek gerekir düşüncesindeyim.Hangi türden olursa olsun.
Koşulsuz sevgiyi, gerek öz, gerekse biçim bakımından en güzel dile getiren Mevlana ‘’sevgisiz insan, kanatsız bir kuş gibidir’’ demiştir. Sevgi; insanı insan yapan, hırstan, kibirden, bencillikten kurtarabilen erdemdir. İç dünyamızı ne kadar temizlersek, dış dünyada o kadar güzelleşir ve yaşamın amacı tüm ışıltısı ile ortaya çıkar.
Masumi Toyotome, “Three Kinds of Love” adlı kitabında sevgi ve sevginin şekilleri üzerinde düşündüklerini yazmış. Ona göre, dünyada üç tür sevgi çeşidinin olduğu, ve bunları da , eğer, çünkü ve rağmen sevgi türleri olarak sınıflandırdığını görüyoruz.Burada bu çeşitlerin detaylarına girmek istemiyorum.Çok uzun yazılması gereken bir konu.Gerçek sevgi insanın yüreğinde saklıdır...Duymadan seslenmeyi biliyorsak, görmeden de sevmeyi ve özlemeyi biliyor olmamız gerekir.
Son zamanlarda dünyada olan olayları göz önünde bulundurduğumuzda sevme,sevilme ve özlem duygularımızı kaybettiğimizden , insanlığımızla ilgili bağı kopardığımızı söyleyebiliriz.. Belki kendi yaşam amacımızla olan bağlantımızı kaybettik. En fazla önem taşıyan değerleri göz ardı ettik. Çoğumuz hayatımızın geri kalanını yaşamın sahilinde, güvenlik içinde geçirmeyi seçmiş durumdayız. Cesaretimiz azaldı. Yolların bekleyerek değil, yürüyerek aşıldığını unuttuk belki de… İşte bu nedenle son zamanlarda, sevgiyi sorguluyorum.Sevgi üzerine belki de geç öğrendiğim bir şey var. Sizin kimi ne kadar sevdiğiniz artık önemli değil. Sizi kimin ne kadar sevdiği ya da sevmediği çok daha önemli.Kısıtlı militer çevre içerisinde,koşullandırılmış ve çıkar ilişkilerine dayalı sevgi öğretilerinin,insanlığa ne kadar zarar verebileceğini görüyoruz artık.İşte bu yüzden diyorum ki,artık sizin kimi sevdiğinizin bir önemi yok,önemli olan sizi kimin veya kimlerin sevdiğidir.
İnsanı,doğayı,hayvanları ve yaşadığı dünyayı,ırkına,cinsine,cibiliyetine,dinine,milletine, bakmadan sevmeyi öğrenebilseydik eğer,şuanda yaşadığımız dünya çok daha anlamlı olurdu.
Yazımın başlarında da yazdığım gibi,sevgi gerek tür bakımından, gerekse duygusal bakımdan anlatılacak bir duygu değildir.Yeter ki, insanoğlunun özgürce sevebilme duygusu,istismar edilip gereksiz zorlamalara maruz kalmasın.
Sevgi ve saygılarımla..
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir