İNSANLARIN KAÇ YÜZÜ VAR..?
Bu tabiri son zamanlarda sık kullanır olduk .Gerek sosyal hayatımızda gerekse iş hayatımızda örnekleri olan bazı insan tiplerinden söz ediyorum. İkiyüzlülük T.D.K. sözlüğünde "iki yüzlü olma durumu", yani "özü sözü bir olmama durumu" olarak, çeşitli sözlüklerde ise "dürüst olmama", "bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünme veya göstermeye çalışma", "aldatmaya çalışma" olarak tanımlanır.Şöyle bir çevrenize bakarsanız sözlük açıklamasından çok gerçeğini görebilirsiniz .Hatta en büyük göstergesi sosyal medyada mevcut..Kendisi olmayan binlerce belki milyonlarca kaç yüzü olduğunu anlayamadığınız kişilik.
Dünyaya geldiğinde bir yüzü olan insan ikinci bir yüze neden ihtiyaç duyar.?
Kişisel çıkarları muhafaza ,düşünme kapasitesini kullanmayarak duruma uyum sağlama, karakter problemleri gibi sorunlar kişiyi veya kişileri iki yüzlü olmaya iter .Baskıcı toplumlarda toplumsal baskılardan kurtulabilmek için kullanılan bir maskedir aslında .Unutulan bir nüans vardır aslında er yada geç gerçek yüz görülecektir. Toplumsal sıkıntılara sebebiyet veren bu durumlar kişilerin ve toplumun ahlaki yapısıyla yakından ilgilidir .İndirilmiş tüm din kitaplarında yasaklanmış olması , hatta büyük günahlar arasında dahi sayılacak derecede tehlikeli bir davranış olarak tanımlanması ilgi çekicidir . Keşke sadece iki yüzlü olsalar. İki yüzlüleri çabucak keşfeder ve idare etmenin bir yolunu da elbet bulursunuz. Hatta iki yüzlü insanları bazen saf ve masum bulabiliriz. Ama bazılarının öyle çok yüzü var ki, girdiği her ortama sahtekârca uyum sağlayan, bu çok yönlü kişilikler asıl toplumun başına bela olanlardır. Bir sohbet sırasında, Ârif Nihat Asya'ya, Eğilir, bükülür, katlanır ve istenilen şekle kolayca sokulur bir cam keşfedilmiş, derler.Üstat , şöyle cevap verir,’’ Desenize, eninde sonunda camı da kendimize benzettik!’’
Her insanın kendi kafasında ve iç dünyasında doğru bulduğu, benimsediği hatta,yaşattığı gerçekler vardır. Değişkenlik gösterse de böyle olunca gerçek dediğimiz farklılıklar, gerçeklik anlayışını belirleyen etkenlerden sayılır. Farklı dinler, farklı toplumlar, farklı ideolojik yaklaşımlar gerçeklik kavramına farklı anlamlar yükler.Şahsen ben mutlak manada gerçekliğe inanan biri değilim.Bu nedenle göreceli kavram olarak görüyorum gerçekliği. Gerçeklerin iki yüzlü olmasını da anlamış değilim zaten.Çünkü gerçekler bizim anlam yüklememizle ve görüşümüzle belli bir temele otururlar.Dolayısıyla her insanın iç dünyasında farklı şekilde biçimlenirler. İnsanların iki yüzlü olmalarının temel nedeni ise doğumlarından itibaren üzerlerine çöken, toplumun yüklemelerinden kaynaklanmaktadır.Henüz kendini sorgulayamayacak beyinlere, özgür düşünce ve gerçekleri araştırıp bulma yerine, hazır olan ve genel geçer,kabul gören dogmalar yerleştirilir ,. Sonrasında eğer kişi düşünce yapısı itibariyle toplumun dayattıklarını sorgulayabilecek kadar bireysel düşüncesini ön plana çıkarabilirse işte o zaman büyük çelişki ve çatışma başlıyor demektir. Bu çatışmada kendisi ve toplum karşı karşıyadır. Ya toplumun ondan istediklerini kabul etmese de yerine getirecek ya da her şeye rağmen kendi hür iradesi ve düşüncesiyle onayladığı doğruları eleştirilmek, hatta bir kenara itilmek, yalnız kalmak adına yaşayacaktır.Maalesef bu çatışma da kendi doğrularının peşinde gitmek yerine bir çok insan inanmasa da, benimsemese de toplumun beklediği davranış şekillerine uymayı tercih etmektedir.Hal böyle olunca da çelişkiler kolayca yansımaktadır yaşamımıza.İki yüzlü olmayı ayıplayan,küçümseyen,aşağılaştıran toplum, bilerek ya da bilmeyerek iki yüzlü insanları işte bu şekilde kendisi yaratmaktadır aslında.Toplum olarak kendimizin yarattığı çelişkisel bir durum yani..Ne kadar şikayet hakkımız var bilmiyorum..
Konu hakkında yazacağım çok şey var aslında.Gerçek hayattan örneklemelerle konuyu daha derin incelemek isterdim.Başka bir yazımda bu konuya dönmek isterim.
SEVGİ VE SAYGILARIMLA
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir