KAVONAZDAKİ HAYAT
Bazen anlatmak istediğiniz ama bir türlü dile getiremediğiniz yaşama dair konular olur hayatınızda.İşte bu günkü yazımda bu konuyu paylaşmak istiyorum sizlerle.Son yıllarda yaşamımızda olan düzensizlikleri göz önünde bulundurduğumuzda ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.Gerek ülkemizdeki çalışma koşulları gerekse günlük koşuşturmacalar bizleri düzensiz,alakasız ve hatta mutsuz bir birey yapıyor.Hepimiz zamanın yetmediğinden şikayet edip duruyoruz.Bazen öyle kısalıyor ki zaman,ne ailemize ne sevdiklerimize nede dostlarımıza hatta kendimize dahi vakit ayıramıyoruz.Günün yorgunluğunu atmadan yeni bir güne başlıyoruz adeta.Aklıma gelen güzel bir hikaye var ’’kavanozdaki hayat’’tam da konumuza uygun..
Profesör, felsefe dersinde büyükçe bir kavanozu masanın üstüne koyar ve içerisini tenis topları ile doldur. öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler. Bu sefer çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldur. Öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar profesör. Öğrencilerde yine aynı cevabı verir,evet doldu.Profesör bu kez kumu yavaşça kavanoza döker, kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurmuştur. Tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorduğunda,cevap yine aynıdır,evet bu kez doldu.Profesör gülümseyerek masanın altında çıkardığı iki fincan kahveyi de kavanoza boşaltarak kumların arasındaki boşlukları doldurur ve başlar anlatmaya.
"Eveeet" bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım. şöyle ki, bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir, aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız vs. şayet diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olanlar, işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. Şayet kavanoza önce kum doldurursanız çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerli, vaktimizi ve enerjimizi ufak tefek şeylere harcar, israf edersek, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sıhhatinize dikkat edin. Eşinize ilgi gösterin. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Kavanoza öncelikle tenis toplarını yerleştirin. Hayatınızdaki incelikleri sıralamayı iyi bilin. gerisi hep kumdur!" diyerek devam eder. Tam bu arada bir öğrenci parmağını kaldırır ve sorar, "peki, o iki fincan kahve nedir hocam?" Profesör tam da bu soruyu beklemektedir aslında, hemen cevabı yapıştırır. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinize bir fincan kahve içecek vakti ayırın!"
Bu hikayeyi okuduktan sonra üstüne bir şey yazmak olmaz.Bir fincan kahve içecek vakti ayıramadığımız dostlarımız ve sevdiklerimizden af dilemekten başka…
Sevgi ve saygılarımla…
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir