TV
Evet bu günkü yazımız tvproğramları hakkında.
Biz çocukluk dönemlerimizi tek kanallı tv, yani trt yayınlarıyla geçirdik.Yayınlarda ve programlarda gayet ciddi,konuşmasınıbilen,adab-ı muhaşeret kurallarına uygun,en iyi Türkçe kullanan spikerler ciddiyetten taviz vermeden program sunarlardı.Yayın geçişleri belli bir düzen içinde,birazdan yada son dakika diye altyazısı olmayan haber programlarıizlenir,hangi gün hangi saatte hangi programın olduğu bilinirdi.
Tabii ki şimdi düşündüğümüzde çok sıkıcı olduğu alenen belli..Değişen ve değiştikçe gelişen elektronik gelişmeler o günleri geride bıraktı.
Çok kanallı özel yayınlara geçiş dönemini anlatmayacağım burada.(doksanlı yıllarda yaşanan yasaya uygunmu değilmi tartışmaları içerisinde yasaları delerek özel bir kanalımız açılmıştı).
Değişime ve gelişime açık olmamız gerektiği gerçeğini hepimiz bilimekteyiz. Değişen şartlara karşı değişmemek gelişime inat etmektir.Gerek düşüncesel gerekse teknolojik yapılanmalarımızın gelişimi gayet normal bir süreç olarak görülebilir.
Asıl sıkıntımız bundan sonra başlıyor..
Çok kanallı tv yayınlarına geçişten sonra doğal olarak program çeşitliliği,düşünce çeşitlilikleri ortaya çıkmış bazıları toplum tarafından kabul görmüş bazılarıda görmemiştir.
TV kanallarının kitleleri etkilemekte olduğu gerçeğini farkeden toplum mühendisleri (!)fırsatları kaçırmadan işe koyulmuşlardır.Gerek kendi düşüncelerini gerekse çıkarları doğrultusundaki düşünceleri topluma empoze ederken bazı değerleri gözden kaçırmışlardı.Kültürel zenginlik ve sosyal yapı…Tabii ki buna bağlı sosyal yozlaşma olasılığı…
Son zamanlarda tv'lerdeaklın, mantığın, ahlakın ve toplumsal değerlerin göz ardı edilerek çekilen diziler,evlendirmeprogramları,yarışmalar vs. Burada saymakla bitmeyecek yüzlerce program.Bu programların kaymağını yiyen bir kişi.. kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır.
Toplum değerlerimizle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu tür çakma programlar yeterince zamanımızı almakla beraber toplumun psikolojik durumunu ne hale getirdiği aşikardır.(İşin enterasan tarafı seyirci kitlesinin sınırlı olduğu halde sanki tüm ülkenin seyrediyormuş gibi gösterilmesi. reyting uğruna her şey mübah felsefesi.)
Tüm bu programlarda ülkemizin insanlarının ve gençliğinin nasıl deforme olduğu,katıldığı yarışmaları kazanmak için nasıl şaklabanlıkların yapıldığı en önemlisi ülke insanımızın karekteristik özelliklerinin nasıl manüple edildiği gerçeği ve özgürlük adı altında yapılan bir sürü saçmalık…
Tabii ki halkımızın tümünü kapsayan bir tespit değildir bu.Toplum olarak milli ve manevi değerlerimizin farkında olan insanlarımız, gelişime ve değişime açık gençlerimizde var. Şimdilik…
Ben gelişime, değişime,özgüriradeye,özgür düşünceye karşı değilim, ama her değişimin gelişimin ülke gerçeklerimize uygun olarak ilerlemesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Hiç bir şekilde çok fikirliliğe karşı değilim ama bu uğurda yozlaşmaya,adileşmeye, kalitesizliğe göz yumanlardanda değilim.
Toplumsal gelişimimizin ve ilerleyişimizin sağlıklı olabilmesi için her konuda ciddiyete ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyim…
Resmiyet ve ciddiyeti birbirine karıştırmadan.
Sevgi ve saygılarımla…..
ŞAPKALI ADAM
Yorum Yazın :Misafir