Gerekirse Çanakkale Yeniden Yazılır!
Bu topraklarda kolay kazanılmadı. Şehit kanları ile yoğrulan bu vatana karşı hepimizin görevleri var. Yediden yetmişe hepimiz can borçluyuz. Çanakkale’de ecdadımız canlarını hiç düşünmeden verirken, bu topraklara düşman çizmesi girmesin diye verdiler.
“Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” diye tarif edilen bu vatan için can vereneler, Nene Hatunlar, Gördesli Makbule Hanımlar, Kara Fatmalar bu topraklar üzerinde ay-yıldızlı bayrak şanla dalgalansın, ezan susmasın, başörtüsüne düşman eli değmesin, çocuklarımız özgürce büyüsün diye can verdiler.
Anadolu’nun her karış toprağında, üç kıtada, çok geniş bir coğrafyada dedelerimizin mezarları ve izleri mevcut. Bizim için vatan bastığımız toprak, su içtiğimiz nehirler, gökyüzünde özgür uçan kuşun gidebildiği her yer vatandır. Yeryüzü nasıl bize mescit kılınmış ise atalarımızın kanları ile sulanmış bu topraklar da bizim için vatan kılınmıştır. Bu topraklara göz diken kim olursa olsun, asla affetmeyiz.
Önce Mısır’dan başladılar koca çınarı budamaya, sonra dört asır yaşadığımız Balkan coğrafyasından sürdüler bizi. Oralarda kalan dostlarımız yıllarca “Göçtü kervan, kaldık dağlar başında” diye yas tutarak yanık ilahiler okudular. Yıllarca Anadolu’dan kolları tek tek kopardılar.
Karadeniz bizim için bir göl iken, kan gölüne çevirdiler Karadenizi. Kafkaslar, Çerkezler öksüz ve mahzun kaldılar. Filistin, Yemen yetim kaldı. Koçyiğitlerin şehit olduğu ve türküler yakılan Yemen illeri, el oldu bize.
Kızıldeniz bizim denizimizdi. Mekke ve Medine’nin hizmetkarı idik. Medine müdafaası sırasında karşı karşıya geldiği İngiliz ajanı Lawrence tarafından “Çöl Kaplanı” olarak tanımlanan Fahrettin Paşa’nın gözlerinden yaş yerine kan akarken Kutsal toprakları kopardılar Anadolu’dan.
Halep'te ilim irfan sofraları kurulur, Şam’da alimlerimiz ders verirdi. Dicle ve Fırat bizim ırmağımızdı. Bu iller bizim illerimizdi. Ama gün geldi alçakça ve haince kopardılar birer birer. Her bir diyarda dedelerimin mezarları vardı. Mezarları da, hatıraları da birer birer yok oldu. Tam iki yüzyıldır, durmadan, doymadan, bıkmadan, usanmadan vatanımızı kopardılar, parçaladılar. Tam 64 ülkeye böldüler topraklarımızı... Dile kolay, bir imparatorluktan tam 64 ülke doğradılar. Şehirlerimizi, nehirlerimizi, dağlarımızı, ovalarımızı ve nihayet evlerimizi böldüler.
Bu vatan, iki yüz yıldır parçalanıyor. Doymadılar, durmadılar. Hala da saldırmaya, bir parça daha koparmaya çalışıyorlar. Bu vatan, Anadolu toprakları, doğusu ile batısı ile Türkiye’m bizimdir ve bizim kalacaktır. Bu topraklar kutsaldır, bu topraklar vatandır. Ona sahip çıkmak namus borcudur.
Tüm şehitlerimizi rahmetle ve şükranla anıyoruz. “Çanakkale Geçilmez” “Bu vatan bizimdir, bizim kalacaktır” “Gerekirse Çanakkale Destanı Yeniden Yazılır”
Op.Dr.Muzaffer YURTTAŞ
Yorum Yazın :Misafir
