Bahar Yorgunluğu deyip geçmeyin!

 Bahar Yorgunluğu deyip geçmeyin!

Atalarımız bahar mevsiminde yaylalara çıkarlar, tarlada bahçede çalışırlar, daha çok sebze ve doğadan topladıkları bitkileri tüketirlerdi. Şevketi bostan yemeği yaparlar, ısırgan otunu, ebegümecini, her türlü şifalı bitkiyi bahar döneminde hiç olmazsa bir kez tüketirlerdi. Bahar yorgunluğuna çare üretmişlerdi.

Bahar Yorgunluğu Nedir? Kış aylarının karanlık, soğuk ve kasvetli havasından ılık, güneşli ve aydınlık bahar günlerine nihayet kavuştuk. Ancak güzel havaya inat canınız sürekli uyumak istiyorsa; yorgunluk, halsizlik, bitkinlik ve asabiyet bir türlü peşinizi bırakmıyorsa bahar yorgunu olabilirsiniz. Bazen birkaç gün bazen ise haftalar boyunca sürebilen bu durum, hava değişikliği sonucunda ortaya çıkıyor ve bahar mevsiminden alacağımız keyfi engelliyor.

Bahar yorgunluğundan kurtulmak istiyorsanız stresinizi azaltın, enerji veren tam buğday ekmeği, kepekli makarna, taze ve yağsız et, tavuk tüketin. Her gün en az bir bardak süt veya bir kase yoğurt yiyin. 8-10 bardak su için, karanlık ve iyi havalandırılmış bir odada 6-8 saat uyuyun.

1.Stresi Azaltmaya Çalışın: Metropol yaşantısında ne kadar mümkün derseniz halkısınız. Ancak bahar yorgunluğu ile mücadele etmede çözüm, günlük stresi mümkün mertebe azaltmak, enerji seviyelerimizi de olabildiğince artırmaktan geçiyor. Kırlarda, bahçelerde dolaşın, dışarı çıkın.

2.Dengeli Beslenin: Yeterli miktarda özellikle işlenmemiş, kompleks karbonhidrat adını verdiğimiz tam buğday ekmeği, kepekli ekmek, kepekli makarna gibi enerji veren besinler tüketmek; gün boyu çalışan kaslarımızın yenilenebilmesi için sağlıklı protein kaynaklarından, taze ve yağsız et, tavuk; ülkemizde kış aylarında bolca bulunan balığı haftada en az 3 kez tüketmek, zengin kalsiyum kaynağı süt ve süt ürünlerini unutmamak, her gün en az bir bardak süt veya bir ufak kase yoğurt tüketmek gerekiyor.

3.Vitamin İçeriği Yüksek Besinler: Yediğimiz yararlı besinlerin vücudumuzda enerjiye dönüşebilmesi için yeterince vitamin ve mineral de alınması gerekir. Özellikle enerji metabolizmasında görev alan B ve C vitaminleri, günlük toksinleri vücudumuzdan uzaklaştırmamıza yardımcı antioksidan E vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek fiziksel stresi azaltmaya yardımcı kalsiyum, potasyum, çinko ve selenyum alımı önem taşıyor. Bunun için de her gün en az bir orta boy elma, bir avuç kadar kuruyemiş, örneğin 4-5 adet ceviz, 8-10 badem, bir iki kayısı ve erik kurusu tüketilmelidir.

 4.Kaliteli Uyku: Günde 6-8 saat uyuyun, bahar yorgunluğunu yenin. Bahar yorgunluğunu yenmenin önemli bir adımının kaliteli bir gece uykusu olduğunu unutmayın. İyi havalandırılmış, 18-20 dereceden daha sıcak olmayan ve karanlık bir odada ortalama 6-8 saat uyumak gerekir. Bağışıklık sistemini güçlendiren, beynimizin dinlenmesini sağlayan hormonlar gece uykuda, ama mutlaka karanlıkta daha fazla salgılanırlar.

5.Yeterli Sıvı Tüketin: Bahar yorgunluğuna karşı 8-10 bardak su içmeyi ihmal etmeyin. İyi bir uykunun ardından önce oda ısısında bir bardak su içip hiç değilse 8-10 dakika kadar esneme egzersizleri yapmak, ardından sağlıklı bir kahvaltı, güne enerjik ve mutlu başlamak için çok önemli adımlardır.

Yorgunluk hissine neden olabilecek elektrolit eksikliğini önlemek yani yeterince sodyum, potasyum, klor alabilmek için de güne yayarak en az 8-10 bardak su içmek gereklidir. Bu güzel günlerin tadını yeterince çıkarabilmek için güneş ışığından bol bol yararlanmayı, gün boyu sık sık derin nefes egzersizleri ile tazelenmeyi de unutmayalım.

Tüm bunların yanında atalarımızın önem verdiği şeylerden biri de barsaklarımızın normal florasına kavuşması için kefir tüketme alışkanlığını unutmayalım. Bahar aylarında ve Hicri takvime göre önerilen günlerde hacamat yaptırmak, kan vermek yenilenmeye ve vücuttan toksinlerin atılımına büyük katkı sağlamaktadır. Büyüklerimiz kiraz mevsiminden önce hacamat ve sülük tedavisine önem verirlerdi. Bir yaz boyu dinç ve ağrısız geçirirlerdi.

 Sonuç olarak; Bahar yorgunluğundan, kış aylarının vücudumuza getirdiği toksik yüklerden kurtulmak için doğaya dönmeye, doğal beslenmeye, detoks yapmaya büyük ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

 Dr. Muzaffer Yurttaş