Dünyaya Tekrar Gelsem Yine Doktor Olmak İsterdim!
Yıl 1991. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştum. Mutluydum çünkü, hocalarımın, ailemin ve dostlarımın yaptığı yatırımın karşılığını vermeye hazırdım. Heyecanlıydım çünkü, yepyeni bir hayata, yeni denizlere açılmak için yelkenlerimi doldurmuştum. Buruktum, çünkü kurduğum küçük dünyadan ve gençliğimin en önemli anlarını paylaştığım insanlardan ayrılmanın eşiğindeydim. Kaygılıydım, çünkü bundan sonra atacağım adımlar beni boşluğa mı düşürecektim, yoksa yere sağlam mı basacaktım bilmiyordum.
Üniversitenin kapısından dışarı adımımı attığımda benim de hayallerim ve hedeflerim vardı. Yanı sıra da korkularım vardı. Çünkü hayatımda ilk kez kendi ayaklarım üzerinde durmam gerekiyordu. Tıpkı anne kuşun yavrusunu uçmasını öğrenmesi için yuvadan atması gibi ailem de bana yol verdi. Tabii ki arkamda olduklarını hissettirerek.
Yeni bir denize açılmıştım. Bavulumla tıpkı Türk filmlerindeki gibi Bitlis Ahlat’ta Ulucami karşısındaki otele indim. Ürktüm ama geri adım atmadım. Çünkü bir geri adım atsam gerisi gelecekti. Ogün verdiğim karar beni bugüne taşıdı. İlk dersimde kendi kendime aldığım kararların sorumluluğunu almayı, sonu ne olursa olsun kararlarımın arkasında durmayı öğrendim. Kendimi ifade etmeyi ve bunun ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Kapasitemi anladım ve kendimi ve deneyimlerimi artırmam gerektiğine karar verdim.
Çok çalıştım ve yıllarca hayalim olan Genel Cerrahi Uzmanlığını kazandım. Neyi yapmamam gerektiğini öğrendim. Dokunduğum her hasta, konuştuğum her meslektaşım, çevremdeki her insan bana bir şeyler öğretti. Her insandan alınması gereken dersler olduğunu öğrendim. Yaşadığım her olumsuzluğu bir öğretmen bildim. Farklı olmadığımı, insan olduğumu öğrendim. İleriye bakmayı, disiplinli çalışarak ilerlemeyi öğrendim.
Bizler hizmet ederken insanların rengine, diline, inancına, mezhebine, cinsiyetine ve kimliğine bakmadan hizmet eden kutsal bir mesleğin temsilcileriyiz. Gece gündüz, bayram seyran demeden fedakarca çalışarak hizmet ediyoruz. İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir diyerek karşılıksız ve beklentisiz görev yapıyoruz.
Bugün tekrar dünyaya gelsen ne olurdunuz? Diye sorsalar hiç tereddüt etmeden “doktor” ve “cerrah” derdim. Hiç pişmanlık duymadım doktor olduğum için. Hep saygı ve sevgi buldum. Mesleğin saygınlığını yüceltmek için gayret ettim. Bana danışanlara hep doktor olmalarını tavsiye ettim. Her mesleğin zorlukları vardır ancak dünyada yaşayan melekler varsa eminim ki onlar doktorlardır, beyaz meleklerdir.
Sağlıkta dönüşüm gerçekleşmişse bu başarının en büyük pay sahibi hekimlerimizdir. Hekimlerimiz gecelerini, gündüzlerini katarak görevlerini en güzel şekilde yerine getirmenin gayretini göstermektedir. Tüm buna rağmen insanlıktan nasibini almamış bazı kişiler hekimlerimize ve diğer sağlık personellerimize karşı sergilenen şiddeti kınıyorum. Ve onları Allah’a havale ediyorum.
Bizleri okutmak için her türlü fedakarlığı yapan, bizlerle ve mesleğinizle gurur duyan eli öpülesi analarınıza ve babalarınıza, bizleri geleceğe hazırlayan hocalarımıza ve idarecilerimize, Çalışmalarımızda her türlü yardımı yapan değerli yardımcı sağlık personeline ve emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Tüm meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyorum. Hastalarımıza da bu vesile ile acil şifalar diliyorum.
Muzaffer YURTTAŞ
Yorum Yazın :Misafir