Ramazanda Televizyon Kanallarının Hali!
Ramazan vesilesi ile düzenlenen bazı programları izliyorum. Programlarda Kur’an-ı Kerim okunuyor, Peygamberimizin örnek hayatından tablolar anlatılıyor, ikramlarda bulunuluyor, ilahiler okunuyor. Bunlar çok güzel. Ama ilahi diye okunan bazı ucubelere de bir iki kelam etmek istiyorum.
İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua etmek ve en büyük aşkın Allah aşkı olduğunu belirtmek amacıyla yazılmış makamla okunan dini tasavvufi halk edebiyatı nazım şeklidir. İlahiler çok eski zamanlardan bu yana dinlerin ve inançların önemli bir parçasını oluşturmuştur. Her dinin ilahilere farklı bir bakışı vardır. Her dinin farklı ilahileri vardır.
İslam dininde, müziğin eğlendirmek amacı ile değil, kulluğu hatırlamak için kullanılan müzik türüne Tasavvuf müziği adı verilir. Tasavvuf felsefesinin müziğe yansıması olarak görülebilir. Tasavvuf müziği, İslam’daki tasavvuf felsefesine uygun olarak, eğlendirmek için değil, insanın Allah'a olan kulluğunun farkına varmasını sağlamak için yapılan bir müzik türüdür. Dini duyguların seslendirilmesidir. Tasavvuf müziği farklıdır. Onu dinlerken eğlenmezsiniz, ne olduğunuzu ne yaptığınızı düşünürsünüz.
Bakıyorum bazı programlara, İlahi diye söyledikleri şeyler tam şarkı türkü havasında. Solist ayakları ile tempo tutuyor, nerede ise halkı ortaya oynamaya davet edecek söz ve hareketlerde bulunuyor. Her şeyin bir adabı ve usulü vardır. Biraz insaf ve izan diyorum. Çevremde konuştuğum herkes tepkili ama kimse duygularını dile getiremiyor. Buna birileri el atmalıdır.
Bu tür programları hazırlayanları dikkatli olmaya ve bu tür adapsızlıkları yapanlara karşı hassas olmaya davet ediyorum. Mekke ve Medine anlatılırken, Kerbela’dan bahsederken eğlence müziği gibi tasavvuf musikisi icra edenleri halka ve Hakk’a şikayet ediyorum. Düğünde oynayalım, eğlence ortamında her tür müziği söyleyelim. Ama Peygamberimizin adına düzenlenen Kutlu Doğum Programlarında ve Ramazanda lütfen daha dikkatli davranalım. Birileri çıkıp buna “dur” demelidir.
Ramazan programlarında Peygamber ahlakı anlatılmalı, Kuranı Kerim okunmalı, birlik ve kardeşlikten bahsedilmelidir. Adabına ve usulüne uygun ilahiler okunmalıdır. Yoksa oyun havası gibi tasavvuf musikisi olmaz. Eğlence havasında Peygamberin hayatı, Mekke, Medine anlatılmaz. Buralar kutsal mekanlardır. Bunlara saygı göstermek herkesin görevidir. Bu kurallara saygı göstermeyen, oyun havası türünde ilahi söyleyenlere, ayakları ile tempo tutanlara çağrıda bulunuyorum. Lütfen şarkı ve türkülerinizi festivallerde söyleyin. Para kazanacağım diye her şeyi mübah görmeyin. İnançlara saygılı olun. Edeb YA HUU!
Ramazan bir eğlence ayı değil, bir muhasebe ayıdır. Fakir ve fukaraya el uzatma, başkasının derdiyle dertlenme ayıdır. Ramazan bilinçlenme, bildiklerini hayata geçirme mevsimidir. Ramazan şefkat kanatlarını açıp, herkese huzur ve barış ulaştırma gayretinin iklimidir.
Ramazan Kuran-ı yeniden okuma, onun getirdikleri ile amel etme gayreti ve onun sakındırdıklarından uzak durma zamanıdır. Namaza daha çok dikkat etme, huşuya daha çok önem verme vaktidir.
Ramazan savaş ve kavgaların yerine barışı ve sükunu ikame etmek için bir fırsattır. Ramazan, insani ilişkilerde üslubuna dikkat etme, hayatı gözden geçirme fırsatıdır.
Ramazan ayı; hayatı yavaşlatmanın; insanı maddi meşguliyetlerden arındırarak asli varoluşuna döndürmenin fırsatlarından biridir. Ramazan ayında insanlar hem açlığı ve yokluğu tecrübe ederek diğer insanlarla empati kurmanın fırsatını bulurlar hem de Ahmet Haşim’in ifadesiyle “Müslüman saati” nin kendine mahsus zarafetini doya doya yaşarlar. “Modern zaman”ın hızlı akışına vurulmuş bir sekte, bir mola, bir silkiniş olarak değerlendirebiliriz ibadetleri.
Ramazan fakirin sofrasına oturma, yetimin başını okşama, hastaya şifa için dua etme zamanıdır. Ramazanı gerçek kimliği ile yaşamanızı dilerim.
Op.Dr. Muzaffer YURTTAŞ
Yorum Yazın :Misafir