Belediyesi Kent Konseyi’nin işleyişi birçok kişi tarafından merak konusu olduğu kadar, bende merak etmişimdir. Bu nedenle yazımı kent konseyi özelinde kaleme almış oldum.
Kent Konseyi nedir? Ne iş yapar?
Son yıllarda ülkemizde belediyeler eliyle sürdürülen bir yapılanma şekli olup adından da anlaşılacağı gibi kent adına düşünceler üretebilen bir sivil toplum çalışmasından söz edilmekte. Kent konseyleriyle ilgili çalışmaların başlangıcından bu güne kadar geçen gözlemlerime baktığımda şekil olarak kurulduğunu söylemem mümkün ama pratik olarak projenin sadece kağıt üzerinde kaldığını söyleyebiliriz. Konuyu biraz daha çevre ilçelere çevirdiğimizde birkaç etkinlik dışında genel manada sonuç alınamayan bir çalışma şekli olarak değerlendirilebiliriz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 10. Kalkınma Planı’nda belirlenen öncelikli 25 dönüşüm programları üzerine çalışmaları bölüm bölüm aktarmaya devam ediyor. 25 program ve 1350 eylem planından bahsediliyor. Dikkate değer oldukça önemli çalışmalar barındırıyor.
“Yerelde Kurumsal Kapasitenin Güçlendirilmesi Programı” başlıklı beşinci program için toplamda 37 eylem planı bulunuyor. Eylem planlarında, akıllı kent uygulamalarından mahalli idarelerin mali yapılarının güçlendirilmesine, belediye hizmet standartlarının gelişiminden insan kaynakları yönetim sistemi kurulmasına, yerel yönetimlerde uzmanlık ve kariyer gelişiminden eğitim programlarına pek çok gelişmeye yer verilmiş.
Yazının konusuna sebep olan eylem planlarından biri de kent konseyleri üzerine.“Kent konseylerinin toplanma ve çalışma sistemlerini gözden geçirip işlevselliklerini arttıracağız” deniliyor. Bu cümleden anlıyoruz ki kent konseyleri yeterince işlevsel değiller.
kent konseylerinin işlevleri nelerdir
Son yıllarda ülkemizde belediyeler eliyle sürdürülen bir yapılanma şekli olup adından da anlaşıldığı gibi (kent konseyi) Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kent adına düşünebilen üretebilen bir sivil toplum çalışmasından söz edilmekte. Kent konseyleri esas olarak bir yönetişim ve katılım aracı. En önemli görevleride kentteki farklı aktörlerin birbiriyle diyalog kurmasını, yurttaşların kent yönetimine katılmasını sağlamak. Diğer önemli bir görevleride sivil toplumun kapasitesini arttırmak ve yerel hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu, kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak akıl ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile, Kentteki paydaşları bir araya getirerek, tüm kenti kucaklayan "ortak akıl" güç ve zenginliği ile ortak aklın elemesinden geçen kararları, uygulamaya geçirilmesi isteği ile tavsiye nitelikli olarak Belediye veya ilgili kurumlara sunmayı ifade eder.
Kent Konseylerinin tek eksikliği herhangi bir yaptırımlarının olmaması! Kendi bütçesi hiç olmayan ama bağlı olduğu yerel yönetimin imkanları ile projeler üreten, yine belediyeye projeler sunan, sunduğu projelerin takibini yapan yapıdır Kent konseyleri.
Manisa'da kent konseyleri
hangi sorunlara çözüm ortağı oldular?
Kuruluş amacı ve işleyişleri ile alakalı olarak değerlendirdiğimizde Manisa lokomotif gibi işleyişe sahip. Peki, Manisa'da ne gibi projelere önayak oldular, hangi sorunlara çözüm ortağı oldular? Sorularının cevabı merak konusu.
Manisa kent konseyi adına acizane önerilerim;
Manisa Kent Konseyi’lerinin Etkin ve sürdürülebilir çalışmalarla olabildiğince Eğitim, Sağlık, Ulaşım, Kentsel Dönüşüm, Gediz havzası, “Engelli Yaşam Merkezi İçin Manisa Pilot İl”e yönelik çalışmalara artı olarak engelli çocuklarımız için(engelsiz oyun parkları ‘’salıncak’’ve engelsiz tuvaletler, Sportif faaliyetler, mimari engeller, toplumsal adaptasyonun iyileştirilmesi konularında proje çalışmalarıyla, sosyal ve kültürel alanlardaki yetersizliklerin ve sorunların önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çalışmalara hız vermesi kısa sürede yeni bir Manisa’nın Markası’ haline gelmesi adına Kamuoyunun beklentilerine katkı sağlaması adına önemlidir.
Kent konseyi başkanı, başkanları yalnızca protokol adamı değil, belediye bütçesini azda olsa kullanan ve aldığı yetki ile yaşadığı kentin faydasına proje üreten, ürettiği projenin takibini yapan ve halka sonumda bulunan sorumluluk sahibi olmalıdır.
Biz yeter ki yalnızca isteyelim!
Tabiki eğlence, resim sergileri, müzik dinletileri illaki halkın ihtiyaç duyduğu uğraşlardır.Ancak elzem olan ve ivedilikle çözüm bekleyen, bunca sorun varken Eğlenceler, kent konseyinin öncelikli projesi olamaz! Öncelik sorunları çözümlerde olmalı, Gelen gideni aratır, Manisa kent konseyleri ağlatır.olmamalı.
Manisa yaşanabilir bir şehir olması ve sorunların minimize edilebilmesi için herkes üzerine düşen görevi yapmalı ve Kent Konseyi bazı il ve İlçelerde olduğu gibi güçlenmeli ve kurumsal bir kimliğe kavuşturulmalıdır. Bu işleyiş mutlaka Manisa halkı adına yapılmalıdır...
Mevcut durumun tanımlanması, İlçenin geleceğine yönelik ortak bir vizyon geliştirilmesi, Hedeflerin belirlenmesi, Uzun dönemli bir yerel eylem planının oluşturulması, tüm paydaşlarca benimsenmesi ve yerelde öncelikli projelerin belirlenmesi sonucunda uygulama yöntemi kullanılarak hedefe ulaşmak için irade ortaya konmalıdır.
Önümüzde ki günlerde Manisa Büyük şehir ve ilçe Belediyeleri Kent Konseyleri’nin faaliyetlerini sıkça duyacağımızı ümit ediyorum.
Görüldüğü üzere oldukça önemli işlevleri var kent konseylerinin. Ve böyle de sıralayınca işlevlerini yapamadıkları da ortaya çıkıyor.
Peki bunun sebebi nedir?
Pek çok sebepleri var. Ama en başında söyleyeceğim sorun, belediyelerde ve belediyelerin arkasındaki siyasal anlayışta yer alıyor. Çünkü yasa, kent konseylerinin kurulması ve sağlıklı işletilmesi görevini belediyelere veriyor. (5393 sayılı Belediye Kanununun 76. Maddesinde yer alıyor kent konseyleri.)
Eğer kentte, kent konseyi kurulmamış ise aslında belediye görevini yapmamış oluyor. Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun verilerine göre Türkiye’deki belediyelerin yüzde onu kent konseylerini kurmuş durumda. Yüzde 90’ını ise görevi ihmal içerisinde. Bakanlıgın bu konuda bir çalışması varmı? diye bir vekilin sormasında fayda var.
Bu konuda gerçekten büyük sıkıntılar var.
Böylesine önemli bir konuda bizler neden başaramıyoruz?
Bence başarısızlığımızın iki önemli nedeni olduğunu düşünüyorum. Birincisi ve en önemlisi ben, toplum olarak ortak alanlarımızdaki çalışma ve düşünme konularında daha henüz yeterli bir kültürel alt yapıya sahip olmadığımızı düşünüyorum. İkincisi ise i kent konseylerinin büyük ölçülerde siyasallaştırılması meselesidir.Ve özellikle Kent konseylerinin siyasi alanın hegomonyası altına girmeleri. Türkiye’de bilindiği üzere belediye seçimleri siyasi partiler üzerinden yapıldıgı. Bu da yerel yönetimlerin siyasileşmesini doğuruyor. Özellikle de siyasal ortama sahip bizim gibi ülkelerde, bu durum kent konseylerine de etki ediyor. Kent konseyleri, sivil toplumun güçlü olacağı, siyasal çeşitliliğin eşit bir şekilde temsil edildiği alanlar olmalı. Farklılıklara rağmen uzlaşı ve müzakere kültürünün gelişeceği, kentteki yaşam alanlarımızdaki ortaklıkların öne çıkacağı bir anlayış hakim olmalı.
Bir de bunlara ilaveten önemli bulduğum bir ayrıntı da işlevini yerine getirememe sebeplerinden bir tanesi belediyeler tarafından kaynak kullanımı konusunda desteklenmemeleri. Çoğu kent konseyi kendine ait mekan, çalışan ve bütçeye sahip değiller. Dolayısıyla da deneyim ve birikimi içerecek kapasite oluşturamıyorlar.
Dönelim yazımın başındaki, Davutoğlu’nun eylem planında yer alan kent konseylerinin işlevini arttırılması hususuna. Açıkcası, eylem planında ifade edildiği üzere kent konseylerinin toplanma ve çalışma prensiblerinin düzenlenmesi ile işlevselliğinin artacağını düşünmüyorum.
Bu gerçekçi bir çözüm değildir. Bu kent konseylerinin yaşadığı sıkıntıları anlayan ve buna çözüm üreten doğru bakış değildir. Kent konseylerinin işlevselliğinin artması için yapılması gereken yerel yönetim anlayışının değişmesidir. Yerel yönetimlerin demokratikleşmesi, sivilleşmesi ve güçlenmesi gerekmektedir. Ayrıca kent konseylerindeki toplanma ve çalışma esaslarını istediğiniz kadar düzenleyin kent konseyini kurmayan, bütçe ayırmayan belediye başkanına bir yaptırımınız yoksa yapacak bir şey de yoktur.
Aslında gelişmiş ülke toplumlarına baktığımızda bu tarz çalışmaların sivil toplum çalışmaları olarak yürütülmekte olduklarını ve çalışmalarının bir kentin başta spor olmak üzere her türlü sosyal ve kültürel konularında, sağlık ve çevresel gibi insan ve tabiat bağlamında gerek arayışlarıyla gerekse projeler üretiminde kent halkına, dolayısıyla yerel ve genel yönetimlerine büyük katkıları olabilen çalışmalar olarak görülüyorlar.
Sonuç olarak bu işlerin görüldüğü gibi çok kolay işler olmadığını, kültür odaklı bir alt yapı gerektirdiğini mutlaka fark etmeliyiz diyorum.
Yorum Yazın :Misafir