MERHAMET DURAĞI
Merhamet, insanlar tarafından diğer insan ya da canlı türlerinin yaşadığı sorunlar ve acı durumlara karşı hissedilen duygu olarak ifade edilmektedir. Bir anlamda diğer canlılar ile empati yapmak olarak da ifade edebileceğimiz bu duygu sayesinde zor durumda olan kişilerin halini anlayabilir, aynı zamanda insani yönümüz ile yardımlar sunabiliriz. Bir insanın bir başka insana, hayvana ya da bir bitkiye dahi merhamet duygusu içermesi, o canlı ile empati kurarak düştüğü acı durum karşısında acı çekmesi ile mümkün olmaktadır.
Merhamet, duygusu her insanda az ya da çok olmakla birlikte daha çok yetişme tarzı, anne ve baba tarafından verilen eğitim ve terbiye ile kazanılmaktadır. Çevresinde merhametsiz insanlar bulunan bir çocuğun, merhamet sahibi olması ya da iyilik gözetmesi pek mümkün olmayacaktır. Bir insanın yalnızca kötü durumda olan kişilere değil, çocuklara, düşkünlere, güçsüz ve yetimlere merhamet etmesi ve yardımcı olması gerekmekte, insani yönünü ortaya çıkarmaktadır.
Keşke İslamiyet’i tam anlayıp yaşayabilecek kadar bilgimiz, görgümüz ve ahlakımız olsa. Olsa ki yeryüzünde bu denli saldırıya maruz kalan dinimizinaslında sapıklıktan, başkasına zarar vermekten uzak tamamı ile merhamet dini olduğunu anlayabilsek.
Peygamber Efendimiz (SAV ) “Merhamet edenlere, Allah da merhamet eder." İslam'da sevgi ve merhamet sadece insanlığı değil; bütün yaratıkları içine alır. Hz. Muhammed (A.S.) "Bir kediyi aç bırakarak ölümüne sebep olan kadının azap göreceğini, susayan bir köpeğe acıyarak su içiren günahkâr bir kişinin de bu davranışı ile Allah (c.c.) tarafından bağışlandığını" haber vermiştir.
Şimdi ise bu kadar hoşgörü ile hayata bakmayı öğreten dinin mensupları nasıl adam öldürebilir ki yada nasıl çevresine zarar verebilir. Burada işte tamamı ile hayaller ile gerçekler arasında ki farkı görebiliyoruz. İnsan beyni yıkanmaya başladığında gördüğü sadece hayal ettiği olmaya başlıyor ve bundan sonra ise yaptıkları tamamı ile acımasız bir hal alabiliyor.
Son 30-40 yıldır ülkemizde yaşanılan bozulmaya bakacak olursak tamamı ile bencillik esasına dayalı bir toplum olduğumuz görülmektedir. Düşünsenize eskiden ne kadar büyüktü ailelerimiz. Duymazdık hiç kötü koku yayılması ile komşusunun öldüğünü günler sonra öğrenen insanları.
Duymazdık hiç anne babanın bir eşya gibi, adı huzur evi konulan tamamı ile adeta ölüm sırasını bekleyen aslında hiçte huzur evi olmayan acı darpanesinde bekletildiğini,
Duymazdık karısını öldüren adamı, çünkü eş yoldaş demekti ve adam yol arkadaşına değil kötü hal hareketi ahretliği olarak bilir saygıda kusur etmezdi,
Kadın elde çamaşır bulaşık yıkar, yani şimdilerdeki kadar teknolojik değildi ama hiç olmadığı kadar mutluydu biliyordu çünkü akşam eve döndüğünde elinde nasibini toplayan bir eşi gelecek ve onunla demli bir çay ile akşamın huzurunu yaşayıp uyuyacaktı. Şimdi ise özenti hayatların sapık dizilerini izlemeyip o sahte hayatların gereksizliğine kapılır hale geldik.
Mahallede herkes birbirini tanır ve ağlayan bir çocuk görse kimin çocuğu olduğunu bilir ve hemen onu anne babasına götürürdü, şimdilerde ise sapık ruhlar önce tecavüz edip sonrasında acımasızca öldürüyor ve birde en yakınında olarak ağıt yakabiliyor,
İki çocuk kavga ettiğinde anne baba araya girmez ve çocuktur kavgada eder barışır deyip dışardan bir gözlemci olarak daha fazla zarar vermemelerini gizli el olarak engellerdi şimdilerde ise adam 3 yaşında ki erkek çocuğu 2 yaşındaki kızını öptü diye mahkemeye şikayet edebilecek kadar insanlıktan nasibini alamamış durumda,
Eskiden hiç duyulmazdı evlenecek olanlar. Bu işler gizli yapılır ve sessiz sedasız evlendirilirdi insanlar. Ama şimdilerde ise kadın ya da erkek milyonların önünde elektrik hesabı yapar olduk ha tabi bu elektriğin alttan alta evin var mı? araban var mı? para var mı? sorusuna verilen her olumlu cevap ile pişen kelle gibi gülerken ne kadar aleni sapıklaştığımız görmedik.
Sizi bilmem ama ben mutsuzum çok eski yıllara dönmeyi çok isterim. Bir gün uyansak ve yüreklerimiz birbirine koşulsuz ve beklentisiz bağlansa. Ar damarlarımız çatlamasa da merhamet damarlarımız genişlese.
Heybesinde merhameti eksiltmeyenler ithaf edilmiştir……
Av. Haşim ÇELİK
Yorum Yazın :Misafir