Polisler Türkiye Cumhuriyeti’nin öz ve kahraman evlatlarıdır
Turgutlu’da görev yapmakta olan Polis memurunun kendi beylik tabancasıyla intihar etmesinin ardından Manisa Merkez’de TEM’de çalışan ve mesleğinin henüz baharında olan Polis Memuru Atilla Baz yine intihar sonucu hayatına son verdi. Üst üste gelen intihar vakaları ve onun öncesinde sürekli olarak gündeme getirilen mobbing uygulamaları iddiaları, fiziksel ve psikolojik bunalıma sürükleyen aşırı çalışma saatleri Emniyet Teşkilatı’nda neler oluyor sorusunu bir kez daha gündeme getirdi.
Kamu Denetçiliği Kurumunun raporuna göre polis memurlarına verilen ek görevler hariç haftalık ortalama 50 saatin üzerinde çalıştığı tespiti yapıldı. Çalışma saati açısından Manisa’da şu an 12 saat uygulaması yürütülüyor. Tabi buna ek görev olarak sayılan maç, konser, yürüyüş ve benzeri olaylar eklendiğinde 12 saat 15-16 saate kadar uzayabiliyor. Çalışma koşulları ve psikolojisi açısından mesai saati en fazla 8 saat olması gerekirken bu saatin yaklaşık 2 katına kadar daha artması beraberinde istenmeyen sorun ve sonuçları da getiriyor. Yine yapılan bir araştırma neticesinde Türkiye’de intihar vakaları açısından en fazla intihar eden meslek gurubu olarak yine Polisler birinci sırada gözüküyor. Polisler aşırı çalışma koşullarından dert yanarken Emniyet amirleri de 15 Temmuz’u gerekçe göstererek ellerindeki personel sayısının yeterli olmayışını, mecburi durum olarak aşırı çalışma saatiyle karşılaşıldığını belirtiyorlar.
Zaman zaman Amirleri tarafından Mobbing uygulamasıyla karşılaştıklarını iddia eden Polis Memurlarında zaman zaman da erkek Polis Memurunun Kadın Polis Memuruna mobbing yaptığı tespit edilenler arasında. Halbuki Polis; asayişin, emniyetin ve düzenin güvencesi demektir. Huzur ortamı ancak işini severek yapan, verimli çalışan moral motivasyonu ve aidiyeti yüksek bir Polis teşkilatı ile sağlanabilir. Devletimiz için çok önemli işlevler ve zor sorumluluklar yüklenmiş olan emniyet teşkilatının çok ciddi ve acilen çözüm bekleyen, kronikleşmiş sorunları vardır. Bu sorunların başında işe aşırı mesai saatleri gelmekte. Polislerimiz mesai mefhumu olmadan ve ucu açık çalışma süreleri ile hizmet vermektedir. Bu nedenle Emniyet teşkilatında bir çalışma düzeni standardının oluşturulması gerekmektedir. Polisler üzerinde yapılan birçok bilimsel araştırma göstermiştir ki; bir memur sınıfı olan Polislerin düzensiz, belirsiz ve uzun çalışma saatlerinin Polisler üzerinde büyük bir stres ve baskı oluşturduğudur. Temel insan haklarına aykırı olan 12-12, 12-24, 24-24 saat gibi gerçek dışı çalışma düzenleri kaldırılmalıdır. Bunların yerine nöbet usulüyle çalışılan birimlerde 8 saat verimli olarak çalışılabilecek net mesai süresi konulmalıdır. Ayrıca gece gündüz çalışmaları, bayram ve hafta sonu tatillerinin bulunmaması nedeniyle kesintiye uğratılmayacak, en az 24 saatlik dinlenme süresi verilmeli ve bunun üzerindeki çalışma saatleri ek mesai olarak kabul edilmelidir. Aynı işi yapan hassas bölgeleri korumadaki bir Polis memuru ile Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığı’nda çalışan arasındaki ücret dengesizliği hakkaniyetle çözüme kavuşturulmalıdır. Kurum içinde ücret, taltif ve tazminat gibi konularda objektif ve adil olunmalı ve ülkenin her yanında çalışan teşkilat mensupları için eşit işe eşit ücret kuralı uygulanmalıdır.
2012'de 25, 2013'te 40, 2015'te 44 ve 2016'da 53 polis intihar etmiştir. Bu intihar girişimlerinde kimileri kurtarılırken kimi Polislerin de genç yaşta hayatları sona ermiştir. Her sene artarak devam eden intihar vakaları, polislerin maruz kaldığı uygunsuz çalışma ortamlarının bir tezahürüdür. Polislere psikolojik destek verilmeli ve amirlerince maruz bırakıldıkları iddia edilen mobbing biran evvel önlenmelidir. İl içi yer değiştirmeler, idarecinin keyfiyetinden çıkartılarak yönetmelikle bağlanmalıdır. Disiplin kovuşturmalarında, amir baskısı ve keyfiyeti ortadan kaldırılmalıdır. Diğer kamu görevlileri gibi disiplin hukukuna uygun soruşturmalar yapılmalıdır. Aynı zamanda bütün mesailerinin amirlerinin iki dudağı arasında olması ve çalışma saatlerinin amirlerinin vereceği emre göre belirleniyor olması, aile düzenlerini de bozarak psikolojik sıkıntılara yol açmaktadır.
Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olarak, Polislere sendikalı olma hakkı
verilmemesi büyük bir hukuksuzluktur. Polisin de bir kamu çalışanı olduğu unutulmamalı, en önemlisi hükümetin polisi değil, devletin polisi oldukları hatırlanmalıdır. Emniyet teşkilatının, Siyasi iktidara göre şekillendirilmeye çalışılması aklı selim hiçbir insanın kabul edebileceği bir durum değildir. polislerin, Siyasi iktidara göre şekillendirilmeye çalışılması itibar kaybına sebep olmaktadır. Polisin, zor şartlar altında çok çalışan, yüksek riskli işler yapan, psikolojisi bozulmuş kişiler görüntüsünden kurtarılması ve hak ettiği; öz güvenli, halka güven ve sükunet telkin eden kanun adamı vasfının kendisine kazandırılarak, huzur ve asayişin teminini sağlaması Devletimizin sürekliliği açısından önem taşımaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne bağlı bir Gazeteci olarak devletimizin bakası, ülkümüzün güvenliği ve milletimizin huzuru için gece gündüz fedakarca çalışan Polislerin özlediği tabloyu oluşturacak şartların oluşturulacağına olan inancımla tüm Emniyet mensuplarına görevlerinde başarılar diliyorum.
Hakan ÖZEN
Yorum Yazın :Misafir