POPÜLER KÜLTÜR ÜZERİNE..
Popüler kültüre olumlu yaklaşanlar, “halk bunu istiyor” görüşünü sık sık yineler. Günlük yaşamın sıkıcılığından ve ciddiyetinden bunalan insanlar, birlerine ne kadar zıt bile olsalar bir o kadar da birbirlerine benzemek isterler. Sentetik bir karakter imajıyla çevremizin olmamızı istediği türden kişiliklerimizle gündelik hayat, “mış”lı, “miş”li geçerken, asıllarımızdan uzaklaşıveriyoruz. Müzikte, sanatta, politikada, tükettiğimiz hemen her şeyde, benzeşmek bizi rahatlatıyor.
Toplumda birey olmanın ağır sorumluluğundan kaçmak için en kestirme yol, herkes gibi düşünmek ve davranmak oluyor. Mutluluğun ilacı da bu zaten: “Farklı olandan ve farklı olmaktan duyulan korku”. Belirli yere ait olma, herkesin tükettiğini tüketme, herkesin mırıldandığı şarkıyı söyleme ve hatta aynı dille iletişim kurma- “tabii ki de”; “aynen öyle”; “kanki”; “diye düşünüyorum”.
Duyarsız bir toplum yaratma düşüncesi, en yaygın ve kestirme biçimde medyayı kullanıyor. Her okuduğumuz, izlediğimiz, duyduğumuz şeyleri gerçek zannetmek veya öyle olduğunu düşünmek kolayımıza geliyor. Kitle iletişim araçlarıyla popüler kültürün ikonları ve sloganları her an gözümüzün önünde ve kulaklarımızda çınlıyor. Bizi teslim alan, gözümüzü boyayan, uyumsuzluğu ve muhalif olmayı düşman imgeler yaratarak yok etmeye çalışan bir düşünce biçimi hızla yaygınlaşıyor.
Popüler kültür, zannedildiği gibi lümpen veya şımarık sosyete kültürü anlamına gelmiyor. Toplumumuzda fakirinden, zenginine; en okumuşundan en zır cahiline; en gencinden en yaşlısına kadarneredeyse ortalamanın üzerindeki bir çoğunlukta aldırmaz, vurdum duymaz, pragmatik, sıradan bir yaşam anlayışı hızla güç kazanıyor. Gençlerde miskinlik ve zahmetsiz iş peşinde koşmak artık olağan görülüyor.
Zenginlik ve başarı, daha fazla zevk veren şeyleri tüketerek elde edilmeye çalışılıyor. Bizim için neyin iyi ya da zararlı olduğunu söyleyen birilerinin varlığına alışkanlık duymaya başladık. Birey olarak benliğimizi korumaya çalışmak ne kadar zor ise; kalıplara göre yaşamak da o denli kolaycı bir yaklaşım.
Kitle kültürünün yozlaştırılarak bir üst kültür haline getirilme çabaları görmezden gelinemez. Ülkemizdeki popüler kültür gelişmiş batı toplumlarında olduğundan daha yaygın bir fenomen halini aldı. Birey olarak farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görmek gerekir.
“Yol sizi nereye götürüyorsa oraya gitmeyin, yol olmayan yerden gidin ki; iz bırakın.” — RalphWaldoEmerson
Prof.Dr. Süreyya SAKINÇ
Yorum Yazın :Misafir