SEVGİ FELSEFESİ
Bu günlere toplum olarak en çok ihtiyacımız olan ortak duygular arasında, birbirimize karşı sevgi ve hoşgörü içinde davranmak geliyor. Ne yazık ki, terör ve şiddet tehdidi altındaki toplumlarda bireyler arasında güven giderek azalıyor. Anadolu halkı tarih boyunca sevgi ve hoşgörünün en güzel örneklerini yaşayışı ve inançları ile göstermiş ve en acı zulümlere uğramış bile olsa, geleceğinden asla umutsuz olmamıştır. Ben, Anadolu halkını sert rüzgarlar estiğinde başı eğilen, fakat asla kırılmayan dolu taneli başak tarlalarına benzetirim.
Anadolu coğrafyası binlerce yıldan beri medeniyetler kurmuş, yağmalanmış, yeniden imar edilmiş, nadasa bırakılmış, yeniden başak vermiştir. Toplum olarak son aylarda ne şenlik, ne eğlence, ne de uluslar arası müzik, sanat festivalleri havasında değiliz. Yapılan organizasyonlar da kitlesel heyecanlar yaratmıyor. Halk olarak bütünleşerek ortak coşkuyla kutlayacağımız başarılara ve sevgi gösterilerine hasret kaldık.
Bu yazımı bir umutsuzluk veya karamsarlık yaratmak için kaleme almadım. Tam tersine, toplumun ortak hislerini anlamaya çalışıyorum. Öyle inanıyorum ki, bizler yaratılmak istenen bu türden olumsuz duygu ve umutsuzluklar karşısında neşemizi, kıvancımızı, heyecanımızı ve birbirimize olan sevgimizi asla yitirmemeliyiz. Orta Asya’dan Anadolu’ya, oradan Avrupa’nın içlerine kadar hoşgörünün temsilcileri, kötülüklerin ve adaletsizliklerin üzerine tahta kılıçları ile gitmişlerdir.
Sevgi, öğretilebilen ve öğrenilen bir duygudur. Sevgiyi, önce içimizde hissetmemiz ve daha sonra çevremize yansıtmamız gerekir ki, yaşayabilsin. O halde, sevgi güzelliklerin ve hoş duyguların bir karışımıyla bizi mutlu eden bir durumdan daha fazlasını hak ediyor. Yaşatmamız ve sürekli beslememiz gereken bir “öz”den bahsediyorum. Kaos ve terör, toplumdaki güven ve sevgiyi kemirir. Şiddetle beslenen nefret ve kötülük dili, korkuyu ve güvensizliği egemen kılar.
Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey, birbirimizi sevmek ve geleceğimize güvenmek olmalıdır. Sevginin ve hoşgörünün olmadığı bir toplumda akıl ve vicdan kapı dışarı edilmiştir.
Prof.Dr. Süreyya SAKINÇ
Yorum Yazın :Misafir