14 MART TIP BAYRAMI
Sultan II. Mahmut'un yenilikçi hareketleri sonucu, hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi'nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827 Çarşamba günü Şehzadebaşı'ndaki Tulumbacıbaşı Konağı'nda kurulmuş. Bu şekilde, tıp tarihimizde 14 Mart yerini almış. Aynı bina içinde Tıphane ve Cerrahhane eğitimlerini ayrı ayrı yapıyormuş. Tıp eğitimi o yıllar batıda olduğu gibi dört yılmış, son sınıfta hocalar tarafından usta ve yetenekli olanlar tesbit edilerek sınava alınır ve başarılı olanlar askeri hastanelere veya ordunun tabur alaylarına muavin tabip unvanı ile tayin ediliyorlermiş. Orada bir hekimin gözetiminde birkaç sene çalışıp deneyim kazandıktan sonra da serbest hekim olarak çalışmaya başlarlarmış.
14 Mart 2005 — Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul'un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor.
Günümüzde tıp eğitimi en uzun eğitimlerdendir, 6-7 sene temel tıp eğitimi, branşa göre 4-7 sene uzmanlık eğitimi şeklindedir. Bu uzun eğitime ve zorlu çalışma koşullarına rağmen tıp fakültelerinin en çok tercih edilen ve popüler fakülteler olması, bu mesleğe emek verenlerin gurur kaynağıdır. Hekimler zor şartlarda çalışmakta ayrıca hasta ve yakınlarının yüksek beklentileri baskı oluşturmakta bu durum sonunda iki taraf birbirini anlamakta zorlanmaktadır. Hekimler ailesine çocuklarına göstermediğifedakarlık ve hoş görüyü hastalarına göstermektedir. Bu nedenle hekim yada sağlık çalışanlarına sözel yada fiziki şiddet aklından geçirenlere on kere yüz kere düşünmelerini tavsiye ederim. Düşünün ki: siz den sonra hekim, hasta bakmaya ve müdahale ye devam edecektir, o hastaların haklarına saygı göstermek zorundasınız. Şiddet uygulayanlara da en ağır cezaların verilmesi gerekmektedir.
Bu baskı ve şiddet sarmalı yanında sağlık çalışanlarının özlük hakları maalesef yetersizdir. Aktif çalışırken döner sermaye den performans karşılığı iyi bir ücret aldıkları söylenebilir, ancak emeklilerin durumu gerçekten insan onuruna zamanında canımızı emanet ettiğimiz hekimlerin hekimlik onuruna aykırıdır. Sayın başbakanımızın değerli eşleri hekim olduğu için bizi anlayacak ve gerekli adımları atacaktır. Şehir hastaneleri projeleri benim düşünceme göre hekim, sağlık çalışanları ve halkımızı sömüren kurumlar olacaktır. İnşallah yanılırım. Şehir hastanelerine yatırım yapacak yatırımcıların özel hastane sektörüne girmeleri gerekir. Zarar riskinin olmadığı bir yatırım adil değildir.
Tüm bu olanaksızlık ve kötü durumlara rağmen ülkemiz tıbbı dünya sıralamasında ilk sıralara oynamaktadır, çok başarılı işler yapılmaktadır. Sağlık turizmi ile Avrupa, Ortadoğu, asya ve afrika ülkelerinden çok sayıda hasta ülkemizde tedavi olmaktadır. Önümüzdeki yıllarda bu girdi daha artarak devam edecektir, ekonomideki ağırlığımız artacaktır.
Şiddetsiz, özlük haklarının iyileştirildiği, başarıların zirve yaptığı, hastaların ve hekimlerin mutlu olduğu 14 Mart Tıp bayramlarında buluşmak dileği ile…
Sağlıkla kalın, mutlu kalın....
Op. Dr. Mümtaz KAHYA
Yorum Yazın :Misafir
