Mücadelemiz demokrasi mücadelesidir!
Türkiye son dönemde acı terör olaylarının yanı sıra bir başka yoğun gündemle daha meşgul, dokunulmazlıklar. Dokunulmazlıklarla ilgili bugüne kadar bizim ne söylediğimizi bütün kamuoyu biliyor, sağır sultan bile duydu.
Bugüne kadar hiçbir Cumhuriyet Halk Partili milletvekili dokunulmazlık zırhında siyaset yapmadı. Biz dokunulmazlıklara net olarak başından beri ne söylüyorsak bugün de aynı noktadayız, aynı şeyi söylüyoruz. Kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıklar kaldırılsın dedik, yine diyoruz. Anayasanın 83. maddesi bu çerçevede düzenlenmeli, bugün parlamentoda dokunulmazlık konusunda hangi dosyalar varsa, kürsü dokunulmazlığı hariç bütün milletvekillerinin dokunulmazlıkları da kaldırılmalı diye defalarca anlattık. Bu,tartışmaların en başından bu yana Cumhuriyet Halk Partisi’nin takındığı tutumdur.
Ama AKP, bu konuda hiçbir zaman samimi olmadığı gibi son getirdikleri teklifle de samimi olmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi AKP’nin getirdiği dokunulmazlık maddelerinin Anayasaya aykırılıkları üzerinde sıkça durdu. Özellikle Bakanların ve Başbakanın bu bağlamda kendi dokunulmazlıklarını da gündeme getirmelerinin ne kadar önemli olduğunu sürekli vurguladık. Onlar, geçici bir çözüm sunarken biz kalıcı bir çözüm sunduk ve dokunulmazlığı sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı tutalım dedik. Ahlaki olan da budur. Hukuki olan da budur!
Üstelik, en çok dokunulmazlık dosyalarından biri de Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun. Ama o ne dedi: “Hapis yatılacaksa hapis yatarız. Bedel ödemeden demokrasi olmaz”
Oysa Erdoğan’ın Kalpazanlık Fezlekesi Meclis raflarında çürüdü.
Bizim dokunulmazlıklarla ilgili hiçbir kaygımız yok. CHP'nin fezlekelerinde neler var. Güneş battıktan sonra mitinge devam etmek, gösteri yürüyüşü yapmak, izinsiz çelenk koymak ve çok sayıda Cumhurbaşkanına hakaretten dosyamız var. Ama annemizin çocuğumuzun yüzüne bakamayacağımız bir dosyamız yok. Oysa AKP'nin dosyalarında kalpazanlık, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, rüşvete aracılık etmek, Atatürk'e hakaret etmek var. Onların istediği de zaten bugünkü hırsızları sorgulayalım ama dünkü hırsızlar, yarınki hırsızları sorgulamayalım! Onların istediği bu.
CHP olarak Anayasa'ya geçici madde olarak işlem yapmak yerine Anayasa'nın 83'üncü maddesini tam olarak değiştirmeyi önerdik. Geçmişteki, bugün ve yarınki tüm dosyalarla ilgili bunu yapmalıyız dedik. CHP’nin içinde dokunulmazlığın kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmasını, savunmayan hiçbir milletvekilimiz yok. Biz milletvekilliği aday adaylığı başvurumuzu yaparken dahi dokunulmazlıklarımız kaldırılsın diye dilekçe veriyoruz, biz böyle bir anlayıştayız.
Ama AKP’nin tavrı bu konuda hiçbir zaman samimi olmamıştır. AKP 2005 yılında da, 2010 yılında da dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde hep yan çizmiş bir partidir. Meclise diyorlar ki “Bütün dokunulmazlık dosyalarını getiriyoruz, kimsenin dokunulmazlığı olmayacak.” Peki, Bakanların dokunulmazlığı kalkıyor mu? Kalkmıyor! Neden? Onlar malı götürüyor, partiyle ortak, “onların dokunulmazlığı aynen devam etsin” diyorlar. Peki, eski Bakanlar? Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan. Peki, bunların dokunulmazlığı kalkıyor mu? Hayır, bunların da dokunulmazlığı da kalkmıyor. Şimdi, vatandaş sanıyor ki bunlar bakanlıktan düştü, milletvekili de değil, bunların dokunulmazlığı da kalkacak. Hayır, bunların dokunulmazlığı aynen devam ediyor.
Herkes bilsin ki milletvekili dokunulmazlığı, milletvekilinin hırsızlık yapma hakkının güvencesi değildir. Yolsuzluk yapma hakkının güvencesi değildir. Suç işleme hakkının güvencesi değildir. Terör örgütüne destek olma hakkının güvencesi değildir
Bütün bu yaşanan süreç boyunca AKP bize teklif getirdi. Biz de üç öneri götürdük. “Siz namuslu siyaset istiyorsanız dokunulmazlığı öneren maddeyi yeniden yazalım” dedik, “hayır” dediler. “Geçici madde yapalım, olur” dedik. Ama “bütün dönemi, herkesi kapsayarak bakanların dokunulmazlığını da kaldıralım” dedik. “Olmaz” dediler.
Bizim tavrımız nettir. Biz milletvekili adaylığımızda da, her zaman dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunduk ve savunmaya da devam edeceğiz. AKP’nin oynadığı bu oyunun bir parçası olmaya da niyetimiz yok. Hodri meydansa hodri meydan! Biz bütün dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki tavrımızı koruyoruz. Ama kimse bu samimiyetsiz tavırla bu işten bu şekilde sıyrılabileceğini de sanmasın.
Bu ülkede akademisyenler, askerler, genelkurmay başkanı, gazeteciler, avukatlar hapse giriyorsa, özgürlük mücadelesi veren her CHP’li hapse girmeye hazır olmalıdır. Demokrasi için bedel ödenecekse ödeyeceğiz. Bu mücadele demokrasi mücadelesidir.Artık vatandaşlarımızın da; ülkemizin adım adım faşizme götürüldüğünü görmesi gerekiyor.
Biz demokrasi ve özgürlükler mücadelemize devam edeceğiz.
Hep beraber, tüm yürekli insanlarla, ülkesini, vatanını seven herkesle birlikte mücadele edeceğiz.
Kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.
Gün, umutsuzluğa kapılmadan mücadele etmek günüdür.
Gün; birleşme, kenetlenme günüdür;
Gün, AKP faşizmine dur demek için, yorulmadan, durmadan çalışma günüdür.
Ve herkes bilmelidir ki bu demokrasi zaferini yine hep birlikte yazacağız!
Özgür ÖZEL
Manisa Milletvekili
CHP Grup Başkanvekili
Yorum Yazın :Misafir