ASAYİS EKONOMİ MAGAZİN SPOR POLİTİKA GENEL YEREL DÜNYA SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT İLÇELER
SON DAKİKA :

GÖÇ

GÖÇ

Kişilerin veya grupların, kuraklık, kıtlık ya da diğer çevreyle ilgili-tabii güçlerle başa çıkamadıklarında, bunlardan kurtulmak amacıyla başlattıkları göç hareketine basit göç adı verilmektedir. Göç çok çeşitlere ayrılır, cebri göç, işçi göçü, mülteci göçü, grupyâda kitle göçü, serbest göç, zorunlu göç, kalıcı göç gibi.

Kişilerin veya grupların, siyasi otoritenin veya daha büyük ve daha güçlü bir grubun şiddet de içerebilen zorlamasıyla, yerleşik olduğu bölgeden adeta apar-topar ve ilkel şartlarda bir başka bölgeye götürülmeleri veya gitmek zorunda bırakılmaları, “sürücü veya cebri göç” kapsamında yer almaktadır. Nazi Almanya’sında Yahudilerin ve Çingenlerin tecrübe ettikleri göç, 1980’li yıllarda Orta Amerika’nın dikta rejimleriyle yönetilen ülkelerinden meydana gelen kitlesel kaçışlar bu türdendir. Bu örneklere, 1915’te Osmanlı Ermenileri tehcirini, 1944’te Kırım Türkeri’nin Sibirya’ya sürülmelerini, 1988’de de Kuzey Irak’taki Kürtler ’in Türkiye’ye sığınmalarını eklemek olasıdır.

İki ülke devleti arasında herhangi bir uzlaşma bulunmamasına rağmen, ağırlıklı olarak uğradıkları baskı ve ayrım politikaları nedeniyle bir etmişteyâda din gibi ortak karakteristikleri paylaşan insanların, grup yâda gruplar halinde bulundukları ülkeyi terk etmelerine “grup göçü yâda toplu göç”  adı verilmektedir. Bu göç türü, genellikle coğrafi yakınlık ve kültürel benzeşim mesafesindeki ülkenin de açıkça ortaya konan rızasıyla bu ülke topraklarına gerçekleştirilmektedir. Bulgaristan’dan Türkiye’ye gerçekleşen 1989 “soydaş” göçü, bu nitelikte bir göç hareketidir. .

Genellikle kitle çoğunluğunun iradesine uygun olarak, istisnai olarak da bu iradenin hilafına, dış göçe izin verecek ve içgöçü kabul edecek iki ülkenin kendi etnik kökenlerinden olan ve kültür çevresinde yer alan kitleleri değiş-tokuş etmeleri veya sadece bir kitlenin diğer ülkeye göç etmesi şeklinde gerçekleşir ve tamamlanır. Göç hareketinin 1922-1930 döneminde meydana geldiği Türkiye ile Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi, her iki ülkedeki kitleler bakımından “zorunlu göç” tür. O kadar ki, “din” unsuru ölçüt alındığı için Türk oldukları halde Hristiyan Karamanlılar (Karamanlides) de Türkiye’den göç etmek zorunda bırakılmıştır. 

“Kalıcı göç” , anlaşılmış olacağı üzere, yukarıda anlatılan “geçici göç” ün karşıtı olan göç türüdür. Bu açıdan bakınca, içe göç edilen ülkede süresiz kalmayı, açıkça yerleşmeyi amaçlayan her uluslararası göç, aynı zamanda bir kalıcı göç olmaktadır. Genel örnek olması bakımından söylemek gerekirse, Türkiye’ye ilki Balkanlar, Kafkasya ve Kırım’dan (1785-1800), sonuncusu Bulgaristan’dan (1989) olmak üzere iki yüzyıldan uzun bir süre ile gerçekleşen tüm göçlerin her biri, bu açıdan bakınca, aynı zamanda birer “kalıcı göç” tür .( Daha ayrıntılı bilgileri Dr. Halim ÇAVUŞOĞLU’ nün uluslararası göçler, nedenleri, tipleri ve göçmenler makalesinde bulabilirsiniz. )

Buraya kadar göç çeşitlerine ve nasıl yapıldıklarını yazdık. Ülkemiz kendi soydaşlarımız haricinde değişik ırklardan göç almıştır.  Türk olmamasına rağmen dindaş olduğu vesilesiyle alınan göçlerin tümünü kalıcı göç olarak kabul etmemiz gerekir. Son yıllarda kendi ülkelerinde gerek baskıcı rejimden gerekse savaş ortamlarından  kurtulmak için ülkemize ve ülkemiz üstünden Avrupa ülkelerine göç hareketleri gözlemlenmektedir. Birleşmiş Milletler, 'Türkiye'ye ulaşan yeni sığınmacılar dâhil komşu ülkelerdeki Suriyeli sığınmacı sayısı 4 milyon 13 bine ulaştığını açıkladı. , Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Suriyeli sığınmacı sayısının 4 milyonu aşmasının, ülkedeki krizin neredeyse 5 yıldır devam eden dünyadaki en büyük sığınmacı krizi olduğu gerçeğini doğruladığı belirtiliyor.

Tarihimizde görüldüğü gibi bu göçlerin tamamının kalıcı göçe dönme ihtimali oldukça yüksek. Göç dalgasının büyüklüğü bana daha eski bir göç olan ‘’ kavimler göçü’ ’nü hatırlattı. Kavimler Göçü, 4. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasında Orta Asya'dan Avrupa'ya yapılan göçlere verilen isimdir. Bu göçlerin sebepleriniincelediğimizde büyük Hun devletinin dağılmasıyla birlikte önüne geçilemeyen baskılar bazı ırkları göçe zorlaması olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Kavimler göçünün sonuçları şu şekilde görülür.Göçlere dayanamayan Batı Roma İmparatorluğu 476'da yıkılmıştır. Avrupa yüzyıla yakın bir süre karışıklıklar içerisinde kalmıştır. İlk çağ sona ermiş, Orta Çağ başlamıştır. Avrupa’da derebeylik (feodalite) rejimi ortaya çıkmıştır. Barbar kavimlerin birbirleriyle ve Romalılarla kaynaşması sonucu yeni milletler ortaya çıkmıştır ve bunun sonucunda bugünkü Avrupa milletlerin etnik yapısı oluşmuştur.

Şimdi günümüzde İslam coğrafyasında gerek baskıcı ve dikta yönetimler gerekse savaş durumlarından birçok ülkenin bölünme ve parçalanma sürecinde  toplu olarak göç vermesi halinde, acaba dünya bir kavimler göçüne daha mı hazırlanıyor?  Gerek dünya gerekse ülkemiz için bu göçlerin sonuçları neler olabilir ?

İstermisiniz , Arap baharıyla başlayan süreç yeni bir kavimler göçüyle son bulsun..

Bundan önceki göçler ve sebepleri incelendiğinde bu sorulara cevap aramak gerektiği düşüncesindeyim. 

 

ŞAPKALI ADAM

 

 

Linkedin Google

Yorum Yazın :Misafir

Yorumda İsminizin Çıkması İçin Üye Girişi Yapmalısınız

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.

Yazarın Diğer Yazıları

28.01.2019 - SABIR VE TAHAMMÜL 21.01.2019 - HEDİYE 14.01.2019 - MORE ROYALİST THAN THE KİNG 07.01.2019 - HALK BUNUN NERESİNDE ? 31.12.2018 - YILBAŞI 17.12.2018 - CEMAZİYÜLEVVEL 02.12.2018 - KARAKTER 05.11.2018 - GÜÇ 22.10.2018 - SANAT VE SANATÇI 08.10.2018 - ZEYTİN 16.09.2018 - KELEBEK ETKİSİ 21.08.2018 - DUYGULAR VE TEKNOLOJİ 13.08.2018 - İYİ - KÖTÜ 05.08.2018 - ZAMAN VE SEVGİ 30.07.2018 - KALİTE 23.07.2018 - KURŞUN KALEM 16.07.2018 - İDRAK VE AKIL 09.07.2018 - ALINGANLIK 02.07.2018 - SINAVLAR 18.06.2018 - BİR BAYRAMIN ARDINDAN 05.06.2018 - İVEDİCİLİK 29.05.2018 - SİYASET 16.04.2018 - HOLSTEE MANİFESTOSU 08.04.2018 - AHLAK YARGISI 02.04.2018 - ŞAİR VE ŞİİR 25.03.2018 - KÜLTÜR 18.03.2018 - ÇANAKKALE 12.03.2018 - EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ 11.02.2018 - BULANIK MANTIK 04.02.2018 - YEŞİL IŞIK 28.01.2018 - SAPHROSYNE 21.01.2018 - AİLE SOFRASI 14.01.2018 - ARKADAŞLIK 08.01.2018 - VAZGEÇEBİLMEK 31.12.2017 - YENİ YIL 24.12.2017 - SAMİMİYET 17.12.2017 - TEŞEKKÜRLER 10.12.2017 - BAKIŞ AÇISI 03.12.2017 - BEN NEYİM? 26.11.2017 - İNANMAK 20.11.2017 - BİLGİ,BİLGİ,BİLGİ 12.11.2017 - HAYATA YANSIMALAR 05.11.2017 - BULUNMAZ HİNT KUMAŞI 29.10.2017 - C U M H U R İ Y E T 22.10.2017 - DEDİKODU 16.10.2017 - GÜZEL OLAN SADEDİR 09.10.2017 - SEVGİ ÜZERİNE 01.10.2017 - NELERİ KAYBETTİK 04.09.2017 - RESPONSİBİLİTY 28.08.2017 - KURU ÜZÜMÜN HİKAYESİ... 07.08.2017 - SEVMEK YETER 30.07.2017 - KİM DELİ..? 10.07.2017 - YOK ÖYLE…. 03.07.2017 - BİR BAYRAMIN ARDINDAN 26.06.2017 - HAKARET VE ŞİDDET 18.06.2017 - HAYAT DEFTERİ 12.06.2017 - ZİHİNSEL DEVRİM 04.06.2017 - İNSAN OLMAK 29.05.2017 - ÖNYARGI 10.04.2017 - KARAR VERMEK 03.04.2017 - SINAVLAR NEYİ ÖLÇER ? 28.03.2017 - NEDEN VE NASIL BİR ELEŞTİRİ 19.03.2017 - PATATES, KAHVE, YUMURTA 12.03.2017 - KAVONAZDAKİ HAYAT 08.03.2017 - BİR ÖZGÜRLÜK HİKAYESİ 28.02.2017 - İNSANLARIN KAÇ YÜZÜ VAR..? 20.02.2017 - TOPLUMSAL AFAZİ 12.02.2017 - KISKANÇLIK VE HASET 06.02.2017 - YANLIŞ ŞEKİLLERLE DOĞRUYU DÜŞÜNEBİLME 30.01.2017 - NERESİNDEYİZ..? 24.01.2017 - MEPFİSTOFELES 16.01.2017 - DÜŞÜNCE ÜRETMEK 10.01.2017 - AİLE 02.01.2017 - DUYGU VE DÜŞÜNCE 26.12.2016 - HUZUR 18.12.2016 - GENÇLER 12.12.2016 - ÖĞRENMEK 05.12.2016 - İNSANOĞLU 21.11.2016 - SEVGİSİZLİK 14.11.2016 - HAYALLER VE GERÇEKLER 07.11.2016 - HABİL VE KABİL 29.10.2016 - CUMHURİYET 23.10.2016 - HAZAN MEVSİMİ 19.10.2016 - DEMOKLES’İN KILICI 10.10.2016 - MEKTUP 07.10.2016 - NEREDE KALMIŞTIK ? 06.06.2016 - YAŞAMAK VE YAŞATMAK 30.05.2016 - TÜKETEN BİREY, TÜKENEN TOPLUM 23.05.2016 - ADELETMİ ? VİCDANMI ? 16.05.2016 - GENÇLER VE KAYGILARI 09.05.2016 - BİRİ ANNELER GÜNÜMÜ DEDİ ? 02.05.2016 - KURUM ÜZÜM DE NELER OLUYOR ? 25.04.2016 - DÜŞÜNCE TEMBELLİĞİ 10.04.2016 - UNUTULMAYA YÜZ TUTAN KAVRAM ‘’AHLAK’’ 04.04.2016 - FANATİZM 28.03.2016 - HAYAT BİZE NELER ÖĞRETMEDİ Kİ ! 20.03.2016 - NEVRUZ “Ergenekon Bayramı” 14.03.2016 - TAŞERON NEDİR? 07.03.2016 - ENGELLİ OLMAK 28.02.2016 - KIRMIZI KART 22.02.2016 - GÖÇ 15.02.2016 - BİZ OLMAK. 14.02.2016 - SEVGİLİLER GÜNÜ 08.02.2016 - YAŞAMDA KALİTE 01.02.2016 - TV 24.01.2016 - YARI YIL TATİLİ
Copyright © 2015 ManisaObjektifHaber.com İHA abonesidir.
www.ManisaObjektifHaber.com
info@ManisaObjektifHaber.com
Rss Mobile @ManisaObjektifHaber /ManisaObjektifHaber

Manisa Valiliği Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehzadeler Belediyesi Yunusemre Belediyesi Manisa Emniyet Müdürlüğü Celal Bayar Üniversitesi Basın İlan Kurumu Basın Yayın EGM İhlas Haber Ajansı

Kurumsal

Künye İletişim Reklam

Yayın İlkeleri

Yayın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir Yazıların Sorumluluğu Yazarlarına Aittir