ASAYİS EKONOMİ MAGAZİN SPOR POLİTİKA GENEL YEREL DÜNYA SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT İLÇELER
SON DAKİKA :

KİM DELİ..?

KİM DELİ..? 

Değerli okuyucu dostlar bu hafta size noktasına dahi dokunmadan bir yazı akrataracağım.Aşağıda okuyacağınız yazı, tıbben şizofren olduğu bilinen bir kişi tarafından yazılmıştır. 

“Ben deli değilim, benden başka herkes deli olduğu için beni deli zannediyorlar. 

İnsanın kendi olabileceği tek yer akıl hastanesidir sanırdım, yanılmışım. Delirmeye bile hakkınız yok burada. Tımarhane delirme hakkının kutsandığı mabed değil midir? Değilmiş! 

İnsan tımarhanede bile delirme hakkını elde edemiyorsa ölsün daha iyi. Ben size ve kendime rahatça dil çıkarabilmek için burada değil miyim, bunun için kapatmadınız mı beni buraya. Elektroşoklar tersini söylüyor bunun. Hastabakıcının suratını görmem elektroşoka girmeme yetiyor da artıyor bile. Şehir cereyanını boşa harcamayınız efendim. 

Hayatım boyunca kendim olabileceğim bir yer aradım.Bu yer bazen bir insanın yüzü oldu, bazen sevdiğim bir kitapta altını çizdiğim cümle, bazen ölüler gibi haftalarca susmanın saltanatını yaşamak, bazen de denizin köpürdüyen mavi kaosunda eritmekle gözlerimi. Ama yetmedi bunlar. Sonuna kadar kendim olmak istedim, evreni kanatlamak pahasına. Sanatı denedim; otoriteye karşı çıkanların birbirlerine karşı imgelerle iktidar olma çabası. Polis olun efendim, daha saygın. 

İnsanın kendi olabileceği tek yer gece kalbidir dedim sonra, insan yalnızken kendisidir diye de uzattım. Ama insanların ruhuma bu izinsiz girişleri yok mu, beni delirtiyor: ‘sevgilim beni ne kadar çok seviyorsun’lar, ‘felsefe yapma, aşka gel kendine gelirsin’ler, ‘insanları olduğu gibi kabul et, mutlu olursun’lar vb… 

İnsanları olduğu gibi kabul edersem bu savaşları, bu gizli sömürüyü, bu öldürücü şiirsizliği de kabul etmiş olmaz mıyım; bu İsa’ya hem Edip Cansever’e, hem kendime, yeni doğan çocuklara ve gökyüzüne ihanet etmek olmaz mı? 

Hepimiz deliyiz, akıllı taklidi yapmayı bıraktığımız anda tımarhaneye kapatılırız. İnsanlar akıllı taklidi yapmakta ne kadar da usta tanrım. Bense beceriksizliğim bu konuda, daha doğrusu akıllı taklidi yapmaktan bıktım. Normal olmaya çalışmak deli olmaktan daha zor. Belki de bunu anladım. Bir ofiste çalışıyordum, deli gömleğimin (seçkin bir markaydı) üzerine kravat takmayı bıraktım. 

Beni kimin delirttiğini gerçekten merak ediyorum. 

Babam olabilir diyorum, çocukluğumda az dövmedi beni sözcüklerle. Lise 2’de beni derste kuşumla oynarken yakalayan son Osmanlı Aysel de olabilir beni delirten. (Kaltak dediğime bakmayın, kızgınlığımdan söylüyorum, yağmurda ıslanmış bir köpek kadar aşıktım ona.) Tek tek beni kimin delirttiğini hesabını yapmak zor, kısaca beni insanlar delirtti diyebilirim. Beni insanların çıldırtmasındansa gökyüzünün çıldırtmasını isterdim, karanlık yağmurun, müziğin… Beni çıldırtma hakkını insanların elinden almalıyım.Önemsiz deliliklerimi saymayacağım, beni buraya kapattıran son çılgınlığımı anlatacağım. 

İntihar fikri yine tanrım olmuştu, aynadaki yüzüme tükürüp silahımı aldım ve mahallemizdeki büyük çukurca camisine gittim. Girdim içeri. Caminin tavanına iki el ateş edip namazı böldüm. Haklı olarak üzerime saldıran bir dindarı bacağından vurup ‘suküneti’ sağladım. Gerginlik caminin duvarını çatlatacak kadar büyüktü. Fazla vaktinizi almayacağım dedim.Ve Perulu şair Cesar Mendoza’nın “Acı Çekene Saygı”şiirini okumaya başladım.Tanrı’yla aynı fikirde değilim. İntihar edenlerin cehenneme gideceği konusunda.Kainatın yaratılışına katılmaktan bıktığımda ruhum İntihar edeceğim ben de denenmemiş bir yolla.Nerdeyse bütün akıllı kalpler intihar edipsiktir çekmiş yeryüzüne ben ateist değilim, babasıymış gibi tanrı’ya küsen bir çocuğum.Eğer Tanrı intihar edenleri ve Nietche’yi cehenneme gönderirse cehennemdeyanmayı tercih ederim ben de.Tanrı dürüstlüğü sever.Tanrı’nın hayal gücünü beğenmiyorum. Ben Tanrı olsam,peygamberler göndermez direk konuşurdum insanlarla, ben Tanrı olsam Hitler’i iyi kalpli bir Yahudi olmakla cezalandırırdım.Yahut yetenekli bir yazar yapardım onu.İçindeki kötülüğü insanlara değil,tuvallere boşaltırdı.Ben Tanrı olsam,devletler yok olur ,gül kokulu bireyler var olurdu sadece, atlar çılgın zamanlar koşardı.Ben Tanrı olsam,düşünce gücüyle herkesin istediği karakter olmasını sağlardım. Dünya bir şiirin yaratılım sürecine dönüşürdü böylece.Ben Tanrı olsam intihar ederdim.İnsanlarla birlikte acı çekmeyi öğrenemediğim için. 

Sessizlik ağır bir kaya gibi hepimizin üzerine çökmüştü. Cemaat beni linç etmek için fırsat kolluyordu, seziyordum bunu. Tabancam tek dostumdu o anda. O sırada cemaatten yaşlıca bir adam bana doğru yürümeye başladı. Dur diye bağırdım, dur, yoksa… Dinlemedi yavaş yavaş ağır çekimde yanıma kadar geldi, gözlerinde diğerlerindeki gibi öfke değil, merhamet gibi bir şey vardı. Tanımıştım, babamın arkadaşı Ahmet abiydi. 

‘Dinle beni, Allah’ın kendin olduğunu anlayıncaya kadar hep acı çekeceksin’ dedi usulca. Ellerim titremeye başlamıştı, bu sözler dikenli bir çalı gibi saplanmıştı içime ama acıtmıyordu. Silahımı aldı, beni linç etmek isteyen kalabalığı ve zamanı bir el hareketiyle durdurdu. 

Sonrası… Sonrası buradayım işte. O yaşlı adam Ahmet abinin sözünü hatırladığımda sakinleşir gibi, içimdeki bir sırra erer gibi oluyorum ama izin vermiyor insanlar ve anılar kendim olmamama, içimin sularına bir balık gibi dalaraktan. 

Dışarıdayken bir söz vermiştim kendime: onlar ne yaparsa ben tersini yapacağım diye. Onlar yalan mı söylüyor, ben doğruyu söyleyeceğim. Onlar boyun mu eğiyor, ben isyan edeceğim. Hem de her şeye. Onlar sanattan nefret mi ediyor, ben inadına Mozart dinleyeceğim, ölü yazarlarla dostluk kuracam, 7. Mühür’ü, Sonbahar’ı ve Seven’ı izleyeceğim. Onlar paraya mı tapıyor, ben yağmurda ıslanmaya tapacam. Onlar statünün getirdiği saygınlığa mı inanıyor, ben serseriliğe ve kaybetmişliğe sokak olacağım. 

Sonuç: insanın tanrı’ya inancının kaybetmesinden daha kötü olan bir şey varsa, o da insanlığa inancını kaybetmesidir. Siz insansanız, ben insan olmayı reddediyorum. Deli olmam güllerle birlikte açmama, zamanın dışına taşmama engel değil; tam tersine bunlara açılan kapı. 

Bu arada delilerin söz söyleme özgürlüğünden bol bol yararlanıyorum. Geçen gün bağırmaya başladım: sizin sığınacak bir Allah’ınız var, benim yok. Benim sığınacak yalnızca kelimelerim var. 

Deliliğini topluma kabul ettirebilene dahi derler; ben ettiremedim, tımarhanedeyim. Güldüler. Aklın fazlası cehennem dedim, güldüler. Her çocuk tanrı’nın gönderdiği bir peygamberdir. Ve unuturuz büyüyünce peygamber olduğumuzu. Gider bir öğretmen oluruz, işçi, pezevenk, mühendis, memur dedim, güldüler. Şehir cereyanına bağladılar beni. Güldüler siktir çektiler, kalbimin içinde çarpan kalplere. Çirkinleştireni her yerde, ey dünyayı kutsallaştıran çılgınlık neredesin dedim, güldüler. Öyle bir şekilde yan yana getirelim ki sözcükleri, herkesi orospu olmaktan kurtaralım dedim, güldüler. 

Zaman geçti. Artık çıplakken bir şey söyleyemiyorum insanlara, kişiliklerim birbirleriyle yaşamayı öğrendi, gidecek başka bir bedenleri olmadığını anladı en sonunda. 

İlaçlarımı düzenli kullanıyorum, sigarayı azalttım. Buradan çıkmama az kaldı, doktorum Alper bey söyledi. Geçende kendi kendime Cemal dedim Cemal -ismim cemal bu arada- hayatı güzelleştiren şey tehlikeyi sevmektir. Hayatı güzelleştirmek istiyorsan dünyanın en tehlikeli şeyini sevmeyi öğrenmelisin: insanı! Buna kendini sevmekle başlayabilirsin. Hak verdim Cemal’e. Güzel konuşuyordu, inandım ona. 

Cemal’e borcumu ödeyeceğim. Yeryüzünde insanlar tarafından kanatılmamış hiçbir aşık olmayı yeniden deneyeceğim. Cemal’e borcumu ödeyeceğim. Az kaldı, bekleyin beni.” 

Süveyda ÖLÜDENİZ. 

Bu öykü, Şizofreni Dernekleri Federasyonu liderliği ve Bilim İlaç desteği ile şizofreni hastalığına dikkat çekmek ve şizofreni hastalarını topluma kazandırmak amacıyla başlatılan “Gerçekler Maskelenmesin” isimli projenin 2010 yılı öykü yarışması birincisi olan ve Çanakkale’de zabıta memurluğu yapan Süveyda Ölüdeniz tarafından kaleme alınmıştır. 

Bu arada ola ki bilmek isterseniz, yazarının nice name olarak kendine seçtiği ‘Süveyda’ ismi, ‘yürekteki kara leke’ anlamı taşır ‘Ölüdeniz’in ise Fethiye’deki tatil yöresi olmadığının farkındasınız zaten! 

Yazımın başında yazmıştım sadece aktaracağım diye,eğer sabırlı davranıp sonuna kadar okuduysanız kimin deli olduğuna karar vermeniz uzun sürecektir.

Saygı ve sevgilerimle..

ŞAPKALI ADAM.

Linkedin Google

Yorum Yazın :Misafir

Yorumda İsminizin Çıkması İçin Üye Girişi Yapmalısınız

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.

Yazarın Diğer Yazıları

28.01.2019 - SABIR VE TAHAMMÜL 21.01.2019 - HEDİYE 14.01.2019 - MORE ROYALİST THAN THE KİNG 07.01.2019 - HALK BUNUN NERESİNDE ? 31.12.2018 - YILBAŞI 17.12.2018 - CEMAZİYÜLEVVEL 02.12.2018 - KARAKTER 05.11.2018 - GÜÇ 22.10.2018 - SANAT VE SANATÇI 08.10.2018 - ZEYTİN 16.09.2018 - KELEBEK ETKİSİ 21.08.2018 - DUYGULAR VE TEKNOLOJİ 13.08.2018 - İYİ - KÖTÜ 05.08.2018 - ZAMAN VE SEVGİ 30.07.2018 - KALİTE 23.07.2018 - KURŞUN KALEM 16.07.2018 - İDRAK VE AKIL 09.07.2018 - ALINGANLIK 02.07.2018 - SINAVLAR 18.06.2018 - BİR BAYRAMIN ARDINDAN 05.06.2018 - İVEDİCİLİK 29.05.2018 - SİYASET 16.04.2018 - HOLSTEE MANİFESTOSU 08.04.2018 - AHLAK YARGISI 02.04.2018 - ŞAİR VE ŞİİR 25.03.2018 - KÜLTÜR 18.03.2018 - ÇANAKKALE 12.03.2018 - EŞEKLİ KÜTÜPHANECİ 11.02.2018 - BULANIK MANTIK 04.02.2018 - YEŞİL IŞIK 28.01.2018 - SAPHROSYNE 21.01.2018 - AİLE SOFRASI 14.01.2018 - ARKADAŞLIK 08.01.2018 - VAZGEÇEBİLMEK 31.12.2017 - YENİ YIL 24.12.2017 - SAMİMİYET 17.12.2017 - TEŞEKKÜRLER 10.12.2017 - BAKIŞ AÇISI 03.12.2017 - BEN NEYİM? 26.11.2017 - İNANMAK 20.11.2017 - BİLGİ,BİLGİ,BİLGİ 12.11.2017 - HAYATA YANSIMALAR 05.11.2017 - BULUNMAZ HİNT KUMAŞI 29.10.2017 - C U M H U R İ Y E T 22.10.2017 - DEDİKODU 16.10.2017 - GÜZEL OLAN SADEDİR 09.10.2017 - SEVGİ ÜZERİNE 01.10.2017 - NELERİ KAYBETTİK 04.09.2017 - RESPONSİBİLİTY 28.08.2017 - KURU ÜZÜMÜN HİKAYESİ... 07.08.2017 - SEVMEK YETER 30.07.2017 - KİM DELİ..? 10.07.2017 - YOK ÖYLE…. 03.07.2017 - BİR BAYRAMIN ARDINDAN 26.06.2017 - HAKARET VE ŞİDDET 18.06.2017 - HAYAT DEFTERİ 12.06.2017 - ZİHİNSEL DEVRİM 04.06.2017 - İNSAN OLMAK 29.05.2017 - ÖNYARGI 10.04.2017 - KARAR VERMEK 03.04.2017 - SINAVLAR NEYİ ÖLÇER ? 28.03.2017 - NEDEN VE NASIL BİR ELEŞTİRİ 19.03.2017 - PATATES, KAHVE, YUMURTA 12.03.2017 - KAVONAZDAKİ HAYAT 08.03.2017 - BİR ÖZGÜRLÜK HİKAYESİ 28.02.2017 - İNSANLARIN KAÇ YÜZÜ VAR..? 20.02.2017 - TOPLUMSAL AFAZİ 12.02.2017 - KISKANÇLIK VE HASET 06.02.2017 - YANLIŞ ŞEKİLLERLE DOĞRUYU DÜŞÜNEBİLME 30.01.2017 - NERESİNDEYİZ..? 24.01.2017 - MEPFİSTOFELES 16.01.2017 - DÜŞÜNCE ÜRETMEK 10.01.2017 - AİLE 02.01.2017 - DUYGU VE DÜŞÜNCE 26.12.2016 - HUZUR 18.12.2016 - GENÇLER 12.12.2016 - ÖĞRENMEK 05.12.2016 - İNSANOĞLU 21.11.2016 - SEVGİSİZLİK 14.11.2016 - HAYALLER VE GERÇEKLER 07.11.2016 - HABİL VE KABİL 29.10.2016 - CUMHURİYET 23.10.2016 - HAZAN MEVSİMİ 19.10.2016 - DEMOKLES’İN KILICI 10.10.2016 - MEKTUP 07.10.2016 - NEREDE KALMIŞTIK ? 06.06.2016 - YAŞAMAK VE YAŞATMAK 30.05.2016 - TÜKETEN BİREY, TÜKENEN TOPLUM 23.05.2016 - ADELETMİ ? VİCDANMI ? 16.05.2016 - GENÇLER VE KAYGILARI 09.05.2016 - BİRİ ANNELER GÜNÜMÜ DEDİ ? 02.05.2016 - KURUM ÜZÜM DE NELER OLUYOR ? 25.04.2016 - DÜŞÜNCE TEMBELLİĞİ 10.04.2016 - UNUTULMAYA YÜZ TUTAN KAVRAM ‘’AHLAK’’ 04.04.2016 - FANATİZM 28.03.2016 - HAYAT BİZE NELER ÖĞRETMEDİ Kİ ! 20.03.2016 - NEVRUZ “Ergenekon Bayramı” 14.03.2016 - TAŞERON NEDİR? 07.03.2016 - ENGELLİ OLMAK 28.02.2016 - KIRMIZI KART 22.02.2016 - GÖÇ 15.02.2016 - BİZ OLMAK. 14.02.2016 - SEVGİLİLER GÜNÜ 08.02.2016 - YAŞAMDA KALİTE 01.02.2016 - TV 24.01.2016 - YARI YIL TATİLİ
Copyright © 2015 ManisaObjektifHaber.com İHA abonesidir.
www.ManisaObjektifHaber.com
info@ManisaObjektifHaber.com
Rss Mobile @ManisaObjektifHaber /ManisaObjektifHaber

Manisa Valiliği Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehzadeler Belediyesi Yunusemre Belediyesi Manisa Emniyet Müdürlüğü Celal Bayar Üniversitesi Basın İlan Kurumu Basın Yayın EGM İhlas Haber Ajansı

Kurumsal

Künye İletişim Reklam

Yayın İlkeleri

Yayın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir Yazıların Sorumluluğu Yazarlarına Aittir