ASAYİS EKONOMİ MAGAZİN SPOR POLİTİKA GENEL YEREL DÜNYA SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT İLÇELER
SON DAKİKA :

Tehlikenin farkında mıyız?

Tehlikenin farkında mıyız?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dolarınızı bozdurun” davetinden sonra 15 Temmuz’la birlikte milli duruşu şaha kalkan milletimiz bu çağrıya uyarak elinde ne kadar dolar varsa bozdurmaya devam ediyor. Bu birliktelik, çağrıya kulak verme ve bunu uygulamak güzeldir ama yeterli değildir. Bir ürün ithal ederken, ihraç ederken, Milli Takım Direktörü Fatih Terim maaşını alırken, Ulusal TV kanallarına reklam verirken, futbolcu transferi yapılırken karşımıza hep döviz çıkar. Uzun yıllardır dövizle yaşamaya alıştırıldık. Dövize, dolara karşı Türk Lirasını tercih etmek ve kendi paramızı kullanmak kulağa da hoş geliyor doğrusu ama ya sonrası. Sonrası yok çünkü döviz bozdurmak bir an ekonomiyi rahatlatıyor gibi gözükse de ülke ve ekonomi gerçeğine göz attığımızda bunun o kadar da pek bir işe yaramayacağını hep birlikte görürüz. Tabi ki kendi paramızı kullanacağız, millileşmeden mücadele etmek mümkün değil ama dünyanın getirmiş olduğu gerçeğe de gözümüzü kapatmamak o derece elde değil.

Güzel yurdumun tüm köşesinde olduğu gibi Manisa’da da dolar bozdurma çağrısına uydu uymasına ama ‘dolarını bozdurana yemek bedava’, ‘dolar bozdur traşın benden’ gibi çağrılar da neyin nesi oluyor Allah aşkına. Doları olan zaten cebinde parası olan vatandaştır gider aslanlar gibi yemeğini de yer, traşını da olur. Yok illaki yemek yedirmek istiyorsanız hiç bir karşılık gözetmeksizin parası olana değil olmayana yedirin ki hem Allah katında sevaba girin hem de bir garibanı sevindirin.

Dolar bozdurma çağrısına sanayici işadamları da uydu. Geçtiğimiz gün Manisalıların çok iyi tanıdığı bir sanayicin dolarını bozdurduğu makbuzu Facebook’ta paylaştığını gördüm. Sanayici işadamlarının Türk Lirasına sahip çıkması güzel, örnek alınacak bir davranış ama dedim ya işin bir de gerçeği var ki o gerçeklerden biride Avro/Dolar Paritesinin her geçen gün daha fazla daralması. Bunu da hiç kimse ya gündeme getirmek istemiyor ya da bu konu hakkında çok fazla bilgi sahibi değil. Ama ekonomi de belki de böyle giderse 2017’de en çok konuşulacak konuların başında bu parite meselesi gelecek. Avro/Dolar Paritesinin ne olduğunu merak edenlere ise kısa ve öz olarak Avro/Dolar karşısındaki değeri diyebilirim. Şimdi bazı okurlarımız iyi de biz Türk Lirasına sahip çıkıyoruz. Dolar ve Avro ikisi de bizim paramız değil diyebilirler. Ama kazın ayağı hiçte öyle değil. Şu an itibariyle Avro/Dolar Paritesi 1,046 civarında. Doların kaç TL olmasının yanı sıra Dolar ile Avro arasındaki paritenin de daralması bir o kadar önemli. Peki, neden önemli? Yazımın başında ihracat ve ithalatın döviz üzerinden gerçekleştiğini sizlerle paylaşmıştım. Dolayısıyla Türkiye’deki ihracatçının, yani üreticinin giderleri dolar ve gelirleri avro. Bu makastaki kapanma, zaten daralan dünya pazarında gelir kaybına uğrayan üreticinin, gelirlerindeki kazancı da azaltıyor. Borç ödeme kabiliyetini neredeyse ihracat gelirlerine güvenerek finansman modeli yaratan reel sektör ise büyüyen açmazı ile karşı karşıya kalıyor. Doların her artışında girdi maliyetlerinin yükselmesi, borçlanma maliyetinin artması ve borcunun TL bazında yükselmesi bir tarafta, parite daraldıkça azalan gelirleri öte tarafta. İki para biriminin bire bir noktaya gelmesi ise çok ciddi bir iflas tehlikesini firmalar adına gündeme taşır. İflas olursa ne mi olur? Öncelikle büyük bir işsizlik olur. Çünkü Sanayici yanında bir bakkal dükkanı gibi bir kişiyi çalıştırmıyor. Yüzlerce kişiyi yanında istihdam ettiriyor. O yüzlerce kişiyi de her aileyi ortalama dört kişi saydığımızda ise sayı daha da yükseliyor ve bu da beraberinde bazı endişeleri getiriyor. Ama her nedense sanayici dolarını bozdurduğunu sosyal medyada gündeme getirirken hiç bu konuyu gündeme getirmiyor. Bunun yanı sıra ülke olarak gelirin avro iken giderin dolar olursa ve de bu daralma daha da artarsa vatandaşa da zam olarak yansır.

Tüm bu endişeler karşısında Türkiye ekonomisi her ne kadar ‘kriz yok’ dense de en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyor. Bu yeni bir sancı değil aslında 12 Eylül darbesi arkasına ABD desteğini de alarak her ne kadar bedenimize ve ruhumuza musallat olmuşsa bir o kadar da ekonomimizi esir almıştı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 24 Ocak kararlarıyla neoliberal politikalar uygulama geçirilirken milli ekonomimiz ise kıyım kıyım edilmiş, tasfiyeye zorlanmış, kamu iktisadi kuruluşları yok pahasına elden çıkartılmış, emperyalist finans merkezleri ise başımıza musallat edilmişti. Geldiğimiz noktada ise önümüzde 150 milyar doları kısa vadeli olmak üzere 400 milyar doların üzerine çıkan dış borç; bir yıl içinde bulunması gereken 250 milyar dolar dış kaynak duruyor. Bu da Türkiye ve de ekonomi açısından büyük bir tehlike oluşturuyor. ABD bizi bekleyen bu tehlikenin azmettiricisi oldu aslına bakacak olursak. Çünkü bu tehlike Dolar’ın son 3 ay içerisinde yüzde 25 artmasından ibaret değil. YPG, FETÖ ne kadar Türkiye’yi tehdit eden terör tehlikesi varsa bir tarafında mutlaka ABD’nin izine de rastlayacaksınız.

Peki tüm bu tehlikelerden nasıl kurtuluruz diyorsanız ki bence diyorsunuz öncelikle milli birlik ve beraberliğimize, milli duruşumuza, milli ekonomimize sahip çıkarak ve onu sonuna kadar koruyarak, Türkiye’yi mezhep kavgasını tutuşturup İran’la savaşa sürüklemek isteyen emperyalist oyunlara meydan okuyarak ama en önemlisi de hiç durmadan üreterek, üreterek… Bunun için de mevcut olduğumuz kudret büyük önder Atatürk’ün dediği gibi damarlarımızda ki asil kanda mevcut… Saygılarımla.

Hakan ÖZEN


 

 

Linkedin Google

Yorum Yazın :Misafir

Yorumda İsminizin Çıkması İçin Üye Girişi Yapmalısınız

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.

Yazarın Diğer Yazıları

01.12.2017 - Polisler Türkiye Cumhuriyeti’nin öz ve kahraman evlatlarıdır 26.08.2017 - Sümerbank davası ve Tekirdağ rakı fabrikasında yaşananlar 27.07.2017 - Bakanlıkta kriter ve Manisa’nın beklentisi 22.06.2017 - Askerim hastalanmasın! 28.02.2017 - DARBELER DÖNEMİNDEN GÜÇLÜ ÜLKE TÜRKİYE HEDEFİNE 12.01.2017 - Doların yükselişi ve yapılması gereken hamleler 19.12.2016 - Tehlikenin farkında mıyız? 30.11.2016 - Başkanlık sistemi ve Türkiye 25.11.2016 - Öğretmenlik insanlık tarihinin en ölümsüz mesleğidir 25.10.2016 - KAMUDA AÇIĞA ALINANLAR VE TUTUKLU GAZETECİLER 20.10.2016 - Uluslararası Yunus Emre Günleri’nin ardından 09.10.2016 - ULUSLARARASI YUNUS EMRE GÜNLERİNDE ŞİİR VE ŞUUR BULUŞACAK 29.06.2016 - BAŞKAN MEHMET ÇERÇİ'YE NAÇİZANE TAVSİYEMDİR
Copyright © 2015 ManisaObjektifHaber.com İHA abonesidir.
www.ManisaObjektifHaber.com
info@ManisaObjektifHaber.com
Rss Mobile @ManisaObjektifHaber /ManisaObjektifHaber

Manisa Valiliği Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehzadeler Belediyesi Yunusemre Belediyesi Manisa Emniyet Müdürlüğü Celal Bayar Üniversitesi Basın İlan Kurumu Basın Yayın EGM İhlas Haber Ajansı

Kurumsal

Künye İletişim Reklam

Yayın İlkeleri

Yayın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir Yazıların Sorumluluğu Yazarlarına Aittir