ASAYİS EKONOMİ MAGAZİN SPOR POLİTİKA GENEL YEREL DÜNYA SAĞLIK KÜLTÜR-SANAT İLÇELER
SON DAKİKA :

BU HAYATTA PARAN KADAR MUTLUSUN

Ülke olarak, ne kadar geliştiğimizi ve zenginleştiğimizi söylesekte halk olarak elimizdeki donelere baktığımız zaman gerçeğin böyle olmadığını görmüş oluruz. Nasıl bir öğrencinin okulda başarılı olup olmadığını karnesine bakarak öğreniyorsak, halkın da nasıl yaşadığına bakarak o ülkenin nasıl bir ekonomiye sahip olduğunu öğrenebiliriz. 

Vatandaş olarak ayın sonunu getiremiyorsak, çocuğumuzu en iyi şartlarda eğitemiyorsak, gelecek kaygısı ve işten çıkarılırsam ne yaparım? kaygısı yaşıyorsak, ürettiğimiz ürünlerin maliyeti kazancımızı geçiyorsa, kendi sağlık sigortamızı ödeyemiyorsak, sosyal ve kültürel bir etkinliğimiz yoksa, çocularımızın geleceği bizi endişeye düşürüyorsa o toplumda ne ekonomik özgürlük ne de sosyal devlet anlayışından bahsedemeyiz.

Yollarımız var hemde duble, hava alanlarımız var hemde en büyüğü , hızlı trenlerimiz var rüzgar gibi oyumuz var şuyumuz var varda var. Ama ülkemizde huzurlu ve mutlu insanlarımız yok. o eski ailelerin sıcaklığı yok. İnsanlarımızda samimiyet ve hoşgörü yok. İnsanımız afyonlanmış gibi sanki hayal aleminde geziyor. İntihar edenler, kendini yakanlar, çoluk çocuğunu vurup sonra kendini vuranlar, aman Allahım neler oluyor bize?

Ülkemizi ayakta tutan temel taşlar vardır. Esnaf, çiftçi, emekli, işçi, memur ve sanayici. Bunların durumuna baktığımız zaman sadece sanayici ve memurun durumunun biraz iyi olduğunu görürüz. esnaf, çiftçi, işçi ve emeklinin ayakta kalması biraz zor. Asgari ücretin açlık sınırının altında olması, ülkenin içinde bulunduğu ekonomiyi gösteren baş faktör. 

HALK NE MUTLU NE DE UMUTLU

Halkın içinde yaşayan birisi olarak, esnafı dinliyorum mutsuz, işlerin durgunluğundan şikayetçi, sigortasını ödeyemediğinden şikayetçi, vergilerin ağırlığından şikayetçi, şimdi soruyorum size bu esnaf nasıl mutlu olabilir?

Türkiye gibi verimli toprakların bol olduğu bir ülkede, ürettiği ürünlerle ülkenin tüm gıda ihtiyacını karşılamaya çalışan, ülkenin göz bebeği, alnının teri ile para kazanmaya çalışan çiftçi kardeşimize soruyorum, nasıl mutlu musun diye? Ondan aldığım cevap daha beter. Açıyor ağzını ve başlıyor: mazottan giriyor, gübreden çıkıyor. Yani işin özeti, o da mutsuz. Zor şartlar altında çocuğunu dershaneye gönderen aile, çocuğunun kazamadığını öğrenince nasıl mutsuz oluyorsa, kazan öğrencinin ailesi de çocuğu okulu bitirip ataması yapılmayınca o da mutsuz oluyor. Nasıl bir iştir ki, sevinçle başlayan işlerimiz bile mutsuzlukla sonuçlanıyor. 

Bu yüzden bizdeki gelecek kaygısı ve ekonomik kaygı, maalesef tüm başarılarımızın da önüne geçmektedir. İşte tam da bu yüzden mutlu değiliz toplum olarak. Yaptığımız işlerden mutlu değiliz, hayattan mutlu değiliz, okuldan, ailemizden, mutlu değiliz.

MADDİ SIKINTILAR MANEVİYATI BİTİRİYOR...

Baskı baskı sonunda ya ekonomik isyan başlıyor ailelerimizde ya da sosyal patlamalar yaşanıyor. Ekonomik yönden sıkıntı çeken ailelerin, çocuklarını kontrol etmesi zorlanıyor. Bu çağdaki çocuklar, beraber gezdiği arkadaşlarının yaşantısından etkileniyor. Aynı imkanlara sahip olmadığını bildiği halde, o imkanlara sahipmiş gibi davranmaya başlıyor. Varlıklı olan arkadaşının giydiği elbiseyi giymeye çalışıyor, aynı telefon markasından almayı istiyor, aynı yerlerde yemek içmek istiyor, evet bu onun en doğal hakkı ama şartlar bu şekilde yaşamasına olanak vermiyor. Şimdi soruyorum size bu şartlarda olan bir ailenin huzur ve mutluluğu bulma olasılığı nedir?

Sizce sadece maddiyat mı mutsuzluğumuzun nedeni? Tabi ki değil. Özellikle son günlerde yaşadığımız intiharlar ve intihar girişimleri, borcunu ödeyemeyen esnafın kendini asması yada yakması. Küçük kız çocuklarına musallat olan insan müsvettelerinin ortaya çıkmasında da en önemli kriter aile içi bağların zayıflaması, ekonomik veriler, maneviyat eksikliği gibi unsurların yokluğu gelmiyor mu? Ailesinden maddi manevi bir destek görmemiş kişilerin sapkınlıklarına şahit olmuyor muyuz toplumca? Oysa % 99 müslüman bir toplum olmamıza rağmen, böyle sapıklıkların bizim ülkemizde yaşanıyor olması, kendimizi tekrar muhasebe etmemize sebep olmalı. Kanada, Hollanda, Japonya gibi gelişmiş ama müslüman olmayan ülkelerde bunların yaşanmaması, o ülkenin tamamen ekonomik rahatlığından, huzurundan, kültüründen ve manevi olarak insanlara ve canlılara duyduğu sevgiden başka bir şey değildir. 

Bizler de bir gün atalarımızın ve dedelerimizin yaşadığı manevi havayı yaşamak ve onlar gibi güvenilir bir toplumda çocuklarımızı güven ve huzur içinde yaşatmamız temennisi ile yazıma son veriyorum.

Saygılar

 

 

Linkedin Google

Yorum Yazın :Misafir

Yorumda İsminizin Çıkması İçin Üye Girişi Yapmalısınız

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir.

Yazarın Diğer Yazıları

16.03.2020 - DÜNYA'DA YAŞAM CORONA VİRÜSÜNDEN SONRA FARKLI OLACAK 20.02.2020 - BU HAYATTA PARAN KADAR MUTLUSUN 16.01.2020 - HERKES SİYASETE GİRMELİ VE SİYASETÇİYİ SORGULAMALI
Copyright © 2015 ManisaObjektifHaber.com İHA abonesidir.
www.ManisaObjektifHaber.com
info@ManisaObjektifHaber.com
Rss Mobile @ManisaObjektifHaber /ManisaObjektifHaber

Manisa Valiliği Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehzadeler Belediyesi Yunusemre Belediyesi Manisa Emniyet Müdürlüğü Celal Bayar Üniversitesi Basın İlan Kurumu Basın Yayın EGM İhlas Haber Ajansı

Kurumsal

Künye İletişim Reklam

Yayın İlkeleri

Yayın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir Yazıların Sorumluluğu Yazarlarına Aittir